Plastik dübel deyip geçmeyin!
Plastik dübel deyip geçmeyin!
O dübel ki Amerika’ya ihraç edilen 33.728 Transit Connect’in geri çağırılmasına yol açtı.
Peki olay nasıl gelişti?
Ford Transit Connect’i test eden Amerikan Ulusal Trafik Güvenlik Kurulu (NHTSA – National Highway Traffic Safety Administration);
Connect’in tavan kaplamasını tutturmak için kullanılan plastik dübelin,
yolcuların emniyet kemerleri takılı olmadığı durumlarda olası bir yaralanma riskini azaltmak amacıyla değiştirilmesi gerektiğine karar verdi.
Karar NHTSA 201 nolu standarda (Standard No. 201 – Occupant Protection in Interior Impact: This Standard specifies requirements to afford impact protection for occupants)
göre verildi.
Bu standart genel olarak araç içerisinde seyahat eden yolcuların başına gelebilecek darbelerden korunma için performans gereksinmelerini tanımlamaktadır.
Bundan sonraki süreç malumunuz.
Peki Ford’un, Transit Connect’leri geri çağırması hangi konuları gündeme getirdi.
Tabiî ki firma prestijini, ihracat operasyonlarını ve mali kayıpları.
Ancak bu yazıda bu ve benzeri olumsuz sonuçlara nasıl gelindiğini sistematik ve köktenci bir yaklaşımla irdelemek istiyorum.
Konu “ciddiyet, ihmal, kar ve güvenlik”ekseninde düşünülmeli ve “büyük resme”(big picture) bu bakış açısı ile bakılmalı.
“Ağaca değil ormana”odaklanılmalı.
Bu bağlamda üreticilerin ve firmaların altı önemli noktaya dikkat etmesi gerekir.
Bunlar;
- Standartların iyi anlaşılması ve uygulanması gerekir. Çünkü standartlar ve regülasyonlar hem ulusal hem de uluslararası ölçekte gün geçtikçe daha da zorlaşacak.
- Ciddiyet, ciddi hareketlere bağlıdır ve firmaların pusulasıdır.
- Firmalar daha esnek olmalı
- Ataletleri düşük olmalı.
- Satınalma kararlarında kar, fayda ve güvenlik yan yana getirilmelidir.
- Üretim proseslerinin standardize etmeli ve güncele göre uyarlamalıdır.
Bu hususlara azami özeni gösteren üreticiler ya da firmalar ciddi sorun yaşamaz diye düşünüyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için Meksika Körfezi kıyılarındaki petrol sızıntısıyla gündeme gelen British Petroleum (BP) olayı çarpıcı bir örnektir diye düşünüyorum.
Uzmanlar, petrol sızıntısının BP’ye üç yılda yaklaşık 37 milyar dolara mal olabileceğini vurguluyor.
Denize akan petrolün temizleme maliyetinin 15 ile 23 milyar dolar arasında olabileceğini
ve
hukuki maliyetlerin ise 14 milyar doları bulabileceğini ifade ediyorlar.
Bu büyük kazanın BP’nin “güvenlik”söylemine en çok yer verdiği bir döneme rastlaması da manidar.
Yapılan açıklamalarda şirketin kuyu açma faaliyetleri sırasında çok büyük hatalar yaptığı üzerinde duruluyor.
Büyük hatalar küçük hatalardan beslenir.
Ciddiyet, ciddi harekete bağlıdır ve firmaların zihin eksikliklerini örtecek önemli ve bütünsel bir tavırdır.
Firmalar; ciddiyeti, kâr ve güvenlik terimlerini yan yana getirmeli.
Bu bir ciddiyet meselesidir.
Ciddiyetimiz bozulunca her şey bozulur.
Bu konuyu ciddi olarak düşünmeli ve değerlendirmeliyiz.
Küçük ölçekte kendi payımıza düşeni almalıyız.
Yoksa yarın geç olabilir. 23/07/2010
Günün Sözü: “Güzel bir pencere, dikkat çeken bir pencere değil, ışığı en iyi sızdıran penceredir”, Dale Carnegie.
Notlar:
571.201 Standard No. 201; Occupant protection in interior impact.
Purpose and scope: This Standard specifies requirements to afford impact protection for occupants.
Application: This standard applies to passenger cars and to multipurpose passenger vehicles, trucks, and buses with a GVWR of 4,536 kilograms or less, except that the requirements of S6 do not apply to buses with a GVWR of more than 3,860 kilograms.