21. YY Yoksulluğu

Yer Yıldız Teknik Üniversitesi,

“Deprem ve Kentsel Dönüşüm” temalı bir çalıştay gerçekleştiriliyor.

Konusu sadece güncel değil aynı zamanda ayrısı gayrısı olmadan herkesi ilgilendiren bir realite…

Üniversite özelinde çalıştaya disiplinler açısından bir bakış attığımızda;

İnşaat mühendisliği

Çevre mühendisliği

Mimarlık

Şehir planlamacılığı

Endüstri mühendisliği

Sosyoloji

Jeoloji mühendisliği

gibi bölümlerin öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin katılımının yoğun olabileceği bir tema seçilmiş.

Peki durum ne?

Salondaki katılıma bir üst bakış yaptığımızda, neredeyse yok denecek kadar az öğrenci var. Bakışımız bizi yanıltmadıysa öğrenci katılımı yerlerde sürünüyordu!

“Öğrenciler ne yapıyor da bu tarz çalıştaylara katılamıyorlar?” diye bir soru yönettiğimizde herhalde tatmin edici bir cevap alamayacağız. Ayaklarına kadar gelmiş böylesi güncel programlardan kendilerini yoksun bırakmamalılar diye düşünüyorum. Öğrencilik başa bir defa gelir. Daha sonra iş-güç-evlilik derken “zaman bulamamak”tan dem vuruyor insan.

Yermek bir yana öğrenci arkadaşlarımıza zamanlarını etkin kullanmaları için tavsiyede bulunarak sosyal sorumluluğumuzu yerine getirelim.

 

***

Eskiden “Eti senin kemiği benim” sistemi işlerdi. Şimdi “modern pediatrik eğitim” teknikleri uygulanıyor. Bu şekilde çocuk daha ilkokul birinci sınıfta hocaya ve büyüklerine kafa tutmayı öğreniyor. Eski sistemi savunacak değilim fakat yeni eğitim yaklaşımımızı da destekleyemem.

Eskiden “hoca” saygı gösterilmesi gereken bir unsur, büyük ve yol göstericiyken şimdi bacak kadar çocukların ve ergen gençliğin kafa bulacağı “dalga unsuru” sanki…

Önceden öğrenci derslerinde başarısız olduğunda kendisine hesap sorulurdu şimdi öğretmene hesap soruluyor; “bu çocuk derslerinden neden kötü not aldı” diye…

Önceden bilgiyi talep eden kimseye “talebe” denirdi, şimdilerde ise ezberden anlatırsın öğrenirse “öğrenci” olur, öğrenmezse “serseri”…

Ancak bu günlerde bilgiyi talep edeni bulmak da bir o kadar zorlaştı.

***

İmkan ve kabiliyet olarak bundan 20 sene öncesinin kat be kat ilerisindeyiz. Bilgiyi daha seri ve üstel şekilde artan bir ivme ile üretiyoruz. Bilgiye erişim araçlarımız ise inanılmaz derecede gelişmiş durumda.

Bilgisayar,

Tablet PC,

Internet,

Elektronik kitap (e-book)

Dijital kütüphane,

Uzaktan eğitim,

gibi daha nice gelişmiş ve üstün bilgi kaynaklarımız var. Dünyadaki herhangi bir konu hakkında gerekli bilgiye saniyede erişim sağlayabiliyoruz. Her şey mükemmel; bir şey hariç. Özümüzü kaybediyoruz… ahlakımızı, manevi değerlerimizi, saygımızı, bizi biz yapan ve atadan öğrendiğimiz değerlerimizi kaybediyoruz. Ne yazık ki bunlar ne okulda ne de bilgisayarda öğretilmiyor…

Her yeni nesil ile bir önceki neslin sahip olduğu adaptan, nezaketten, gelenek ve göreneklerden, kültürel mirastan parça parça kaybediyor. Değişime uğruyoruz. Başkalaşıyoruz. Saygı duymamız gereken büyüklerimizi hakir görüyor ve “geri kafalı” olmakla yaftalıyoruz. Öğrenciyken öğreten olmaya çalışıyoruz…

***

Bu yüzyılda öğrenci olmak eskinin ve yeninin yanından teğet geçmek olmamalı…

Lutfullah DUMAN

Lutfullah DUMAN İstanbul'da doğdu. Ortaokulu Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde liseyi Tekirdağ Fen Lisesi'nde ve Üniversite eğitimini Kırıkkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladı. Kocaeli Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalında "Deniz Alanlarının Optimizasyonu ve Tekne-Alan Ataması" konusunda Yüksek Lisans Eğitimine devam etmektedir. Kalite Belgelendirme, Araç Bakım-Onarımı ve Gıda Ambalajı İmalatı sektörlerinde planlamacı olarak çalışmış olup şu an İspark A.Ş.'de Marina Heliport İş Geliştirme Şefi olarak çalışmaktadır. Proje yönetimi, süreç yönetimi ve planlama dallarında araştırma yapmaktadır. Teknik konuların haricinde yurtdışı izlenimlerini ve sosyal konuları da yazıya dökmektedir. Teknik Elemanlar Derneği (TEKDER) Yönetim Kurulu Üyesi olan Lutfullah DUMAN, İstanbul'da ikamet etmektedir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir