Modern kölelik
Kölelik bize öğretildiği gibi 19.yüzyılda sona ermemiştir. Bu sadece bize okullarda öğretilen klişe sözlerdir.
Hadi canım, sen de… diyenleri duyar gibiyim.
Şimdi size “Özgürlük nedir?” diye sorsam, hepinizin farklı bir cevabı vardır.
“Siz özgür müsünüz?” diye sorsam hepinizin tek cevabı vardır, o da büyük ihtimalle “Evet” olacaktır.
Çeşitli kaynaklara “Köle nedir?” diye sorsak, ortalama şu cevabı alabiliriz; “Köle, bütünüyle başka bir insanın malı olan, herhangi bir eşya gibi alınıp satılabilen kişidir. “
“Çalışan (işçi) nedir?” diye sorsak, karşımıza şu çıkmaktadır. “Geçerli bir sözleşme ve iş ilişkisine dayalı çalışan ve hayatı boyunca geçimini sağlayabilmek adına emek gücünü ücret karşılığında satmak zorunda kalan kişilere “işçi” denir.”
Şimdi şöyle bir bakalım köleler ne yaparlar; hayatının sonuna kadar efendileri için çalışırlar. Karşılığında sadece karınları doyar, barınma ihtiyaçlarını giderirler ve üremelerine izin verilir.
Çalışanlar ne yapar, hayatının sonuna kadar işveren (efendileri) için çalışırlar. Karşılığında aldıkları ücret ile karınlarını doyurmak, barınmak ve çocuklarını yetiştirmek zorundadırlar.
Türk Dil Kurumu’na göre işçi; “Başkasının (işveren) yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücret ya da maaş alan kimse” olarak tanımlanmıştır.
Çalışanlar işyerlerinde becerilerine göre çeşitli kariyerlere ulaşabilirler. Köleler de becerilerine göre daha kolay ve serbest görevlerde çalıştırılmışlardır. Tarla gibi ağır iş şartları yerine ev işleri, aşçılık, dadılık, kahyalık, şoförlük vb.
Şimdi içinizden bazıları biz köle değiliz, istediğimiz zaman işverenden ayrılabiliriz diyebilirsiniz. Köleler de zamanında isterlerse sahiplerinden kaçarak kurtulabiliyorlardı. Ama yakalandıkları zaman bir başka kişinin kölesi olmak zorunda kalıyorlardı. Çünkü onların sınıfı renklerine göre belirlenmişti. Şimdi de ekonomik durumlarımıza göre belirlenmektedir. Siz bir işverenden kaçabilirsiniz ama hayatınıza devam edebilmeniz için bir başka işverenin himayesine ihtiyaç duymak (çalışmak) zorundasınız.
Bugün içimizden kim diyebilir ki; benim canım bugün çalışmak istemiyor, işe gitmek istemiyorum veya kendime birkaç gün izin verdim. Kaç kişi patronunun karşısına çıkıp içinizden geçenleri rahatça söyleyebilir. Kaç kişi iş arkadaşlarını kendi seçiyor?
Maalesef diyenleri duyar gibiyim.
Aslında kölelik 7 yaşında okula ilk adımımızı atmakla başlıyor. Hepimiz dayatma bir eğitim sisteminden geçmek zorunda bırakılıyoruz. Her şey daha iyi şartlarda ve daha fazla para kazanabilmek için. Ama sadece ve sadece kölelik sınırlarımızı belirliyoruz.
Eskiden köleler pazarlarda satılırmış, şimdi ise iş bulma kurumlarına/internet sitelerine CV gönderiyoruz.
Okullarda bize köleliğin eski çağlardan 19. Yüzyıla kadar süren uzun bir tarih boyunca çeşitli biçimlerde var olduğunu ve günümüzde yasaklandığını anlattılar. Oysa sadece adı değiştirilip yeni bir kılıfla önümüze sanki bir seçenekmiş gibi sunulmuş modern bir kölelik sistemi var.
Eskiden zorluk çıkaranlar ya aç bırakılır veya eziyet edilirmiş, şimdi ise işsizlik tehdidi ile karşı karşıyayız.
İnsanlar tarih boyunca, içinde yaşadıkları topluma ve döneme göre çeşitli yollardan köleleştirildiler. Savaşta tutsak edilmek, bir suç nedeniyle cezalandırılmak, borcunu ödeyememek ya da köle ana babadan dünyaya gelmek, köle olmanın çeşitli biçimlerindendi. Bir köle için kölelikten kurtulmanın tek yolu efendisince özgürlüğünün geri verilmesi, yani azat edilmesiydi.
Şimdi ise, hepimiz ücret almak için bir iş, araç veya mülk sahibi olabilmek için kredi veya çeşitli borçlar veya içine doğduğumuz aile, toplum veya bölgenin ekonomik ve sosyal yapısına göre, sistem tarafından bir şekilde köleleştiriliyoruz.
Karnını doyurabildiğin, faturanı ödeyebildiğin, başını sokacak bir ev bulabildiğin, yani hayatta kalmanı sağlayacak kadar paraya çalıştığın maaşlı işlerin, 21. Yüzyılın modern bir kölelik versiyonu olduğunun farkına varmalısın.
Evet, modern kölelik küreselleşen dünyanın (aslında bizim hiçbir zaman anlamamızı istemediği bir şekilde) ekonomik nedenlere dayandırılarak insanların zayıflıklarından faydalanan bir sistemdir.
Evet, hepimiz birer köleyiz. Çünkü seçimi siz yapamıyorsanız bunu adı köleliktir.
Ne yazıkki bizler köleyiz. Hem birde yeni köleler yetiştiriyoruz….
O kadar doğru noktalara parmak basmışsınız ki, bize söyleyecek söz bırakmamışsınız. Zaman kadar değerli bir şey yokken onu o kadar bedava harcıyoruz ki…