Süperşarjlı ve turboşarjlı motorlarda, düşük devirlerden yüksek devirlere geçişte turbo boşluğu (turbo-lag) çok önemlidir. Gelişmiş turboşarj teknolojileri, tamamlayıcı stratejilerle birleştirilmek zorundadır.
Tabi emişli işletimlerde düşük devirlerde yüksek tork üreten motorlar tasarlamak gerekir. Tabii silindir dolgusu, piston devrinin arttırılması -uzun strok tasarımı, küçük biyel/krank oranı (sinusidal piston hareketi oldukça düşük devirlerde torku azaltır)- ile düşük motor devirlerinde arttırılabilir. Daha yüksek piston hızı, düşük devirlerde motor silindir dolgusunu yükselten bir emme manifoldu ile birleştirilmek zorundadır. Düşük devirlerde silindir dolgusu ne kadar iyi olursa, egzoz akışı o kadar yüksek ve turbonun tepki vermedeki gecikmesi de o oranda kısa olur.
Birinci vites ve ikinci vites için düşük bir dişli oranıyla, taşıtın duruşundan harekete geçişinde ortalama motor devrini ve egzoz akışını arttırmak mümkündür. Bu durum tekerlek torkunun daha büyük olmasını sağlar ve turbonun tepki vermedeki gecikmesini azaltır.
Turbonun tepki vermedeki gecikmesini azaltmanın bir yolu da VCR uygulamasıdır. Turboşarjın türbinini besleyen egzoz gazlarının entalpisini arttırmak için sıkıştırma oranı azaltılabilir. Zira VCR, yüksek güçte egzoz gazlarının sıcaklığını azaltmalıdır. Bu amaca yönelik olarak daha sofistike turboşarjlar -değişken geometrili turboşarjlar- uygulama yoluna gidilmiştir.