Mülakatlarda Söylenmemesi Gerekenler

Fırsat buldukça “iş hayatıyla” ilgili haberler, yazılar, makaleler vb. okuyorum. Bazıları üzerine uzunca düşünülmüş ve değerli yorumlar katılmış yazılar oluyor. Okurken faydalandığımı hissediyorum ve memnun oluyorum. Hatta bazı metinleri not alarak unutmamaya çalışıyorum. Bazılarını twitter hesabımdan alıntılayarak paylaşıyorum. Bazı tespitleri bloguma yazıyorum. Ama bazen öyle yazılar okuyorum ki tam bir hayal kırıklığına uğruyorum. Harcadığım zamana üzülüyorum.

Türk milleti olarak son yıllarda (başta ben olmak üzere) yazmaya erinir olduk. Öyle ki artık okumaya da eriniyoruz ki ne yazalım!?
Herkes yazmak zorunda mı?
Hayır.
Peki herkes okumak zorunda mı?
Evet.
Öyleyse biz ne okuyacağız? Yani okuyacağımız yazının niteliği ne olacak? Tabi ki nitelikli yazı okumak isteyeceğiz. Mesela ilgimizi çeken bir haber başlığına aldanıp, habere baktığımız da “Bu ne ya!?” demeyecek şekilde haberlere muhatap olmak istiyorsak o zaman ne yaparız? Nitelikli yazı okumak için ne yaparız?

Nitelikli ürün, nitelikli hizmet, nitelikli sohbet … nasıl “nitelikli” gördüğümüz kurum ve şahıslarla muhatap olmayı tercih ediyorsak nitelikli yazılar için nitelikli içerik sahibi web sitesi ve mecmualara meylediyoruz. O tür yayınların abonesi/takipçisi oluyoruz…

Konu dallandı budaklandı. Aslında bahsetmek istediğim şey iş dünyasıyla alakalı yapılan haberlerin “sığlığı”ydı. Genelleme yaparken acımasızca eleştirmek istemiyorum. Öyle bir huyum da yok zaten. Fakat şu bir gerçek ki bazı konular haberleştirildiğinde genelde sığlaştırılarak haberleştiriliyor ve okuyucuyu tatmin etmiyor.

İş görüşmesinin 5 yasak cümlesi
Yakın zamanda bir haber sitesinde “İş Görüşmesinin 5 Yasak Cümlesi” başlıklı bir haberini okudum. Haber sitesindeki habere tıklayınca sizi ismen “alakasız” bir siteye yönlendiriyor. “Boşver site ismini, içeriğe bak” diyorsunuz. [Burada amaç alt sitenin hit sayısını arttırmak] Sonra haberi okumaya başlıyorsunuz. Haber de alıntı çıkıyor. Haberin en altında şu an piyasadaki en çok hit yapan iş bulma sitelerinden birinin ismini vermişler. Aslında bu durum daha da kötü bir gerçeği karşımıza çıkartıyor çünkü haber içeriği yüzeysel, haberde kullanılan karakterler “milli” değil vs…

Diyeceksiniz ki “Her fotoğraf her görsel yerli mi olmalı?”
Tabi ki hayır. Hazır görseller var. Parasını verip alacaksınız ama piyasadaki sayılı iş bulma sitesinden biriyseniz o zaman Türk iş arayanlarla Türk iş görüşmesi fotoğrafları paylaşın ki haberi okuyan bir “empati” duysun…

Asıl meselemiz bu değil. Üzerinde durmak istediğim konu yukarıda bahsettiğim detaylar hakkında değil. Fakat değindiğim tüm detaylara gönülden inanıyorum. Bu sebeple dile getiriyorum. İş bulma siteleri yerli fotoğraflar kullansınlar.

Konumuza gelecek olursak.
Haberde 5 yasak cümleye değinmiş. İş görüşmesinde (mülakatta) bu ifadeleri kullanmayın demiş. Haber basit ve alelade bir formatta hazırlanmış. Yani derinlik yok, haber okuyanı içine çekmiyor.

Maddelerden biri şu: “Eski iş yerimde falanca hakkımız vardı, sonra elimizden aldılar. Burada da olur mu böyle şeyler?”

Maddeyi şu şekilde yorumlamışlar: “Size güvenmiyorum! Bir önceki işyerini kötüleyecek veya görüşmeye geldiği kurum hakkında güvensizlik ifade eden bu tarz bir söylem, görüşme aşamasında sarf edilmemeli.”

Peki, ben de şunu sormak istiyorum: “Bir iş arayan firmaya güvenip güvenemeyeceğini ya da firmanın politikaları hakkında merak ettiği şeyleri mülakatta değil de ne zaman soracak? İşe girdikten sonra mı soracak? İş işten geçtikten sonra mı sorularına cevap arayacak? “Bunlar bana söylenmedi”lerle mi geçecek iş tecrübesi… ”

Böyle olmayacağı gibi, o ifadenin ne demek istediği gayet açık. Aslında “Sen hele şu iş yerine kapağı at, gerisi Allah Kerim!” demek! Bu sözü söylemesi gereken kişi ya da kurum bir haber sitesi olamaz. Bu sözü söyleyecek kimse bir iş bulma sitesi olamaz. Olmamalı.

Özellikle mülakatlar hakkında bir çok genelleme yapılır. Ben de genelleme yapmışımdır. Fakat sözün nereye gideceğini kestirmek gerekir.

Vahim Bir Örnek Daha
Başka bir örnekte; “Kendi kişiliğinizi nasıl tanımlarsınız?” diye bir soruya: “Takım oyuncusu, dikkatli, enerji sahibi, motivasyon yaratabilen, iş başlatabilen, detaycı diyebilirsiniz” diyor. Anlamadığım şey şu bu vasıflar pazardan alınabilen vasıflar mı? Bu vasıflar söyleyince olan şeyler mi? Bunlar bir yerde okununca kazanılan vasıflar mı?

Açık Olmayın(!)
Bir diğer örnekte ise “İlk görüşmenin ardından size önerilen pozisyon ile ilgilenmiyorsanız bile bunu ifade etmeyin. Böyle durumlarda görüşmeleri belirli kibarlık kuralları içerisinde devam ettirmeye ve sonlandırmaya çalışın.” yazıyor. Ben mi yanlış anladım bilmiyorum ama galiba alt metinle üst metin arasında bir kopukluk var. Yani “Size önerilen iş ilginizi çekmediği halde görüşmelere devam edin, zamanla görüşmeler kopma noktasına gelir. Siz de bu sürede nazik olun.” mu denmek isteniyor? Merak ettiğim şu, bir insan hem açık hem de nazik olamaz mı? Böylece her iki tarafın zamanından çalınmasını önlemiş olmaz mı? Bu ifadeyle sanki bize açık olmamamızı öğütlüyor gibiler.

Bu ve bunun gibi maddeler, ifadeler, yazılar var. Okuyanın kafasını karıştırdığı gibi kimilerinin doğru yönlendirmeler olduğuna inanmıyorum. Eğer İngilizceniz varsa yabancı kaynaklara (web sitesi, gazeteler ve iş dünyası dergileri vb.) göz atmanızı tavsiye ederim. Ne yazık ki yabancı kaynaklarda daha detaylı ifadeler yer alıyor. Eğer okuduğunuz yabancı metinlerde de benzer yanlış yönlendirmeler varsa alın birini vurun ötekine…

Lutfullah DUMAN

Lutfullah DUMAN İstanbul'da doğdu. Ortaokulu Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde liseyi Tekirdağ Fen Lisesi'nde ve Üniversite eğitimini Kırıkkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladı. Kocaeli Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalında "Deniz Alanlarının Optimizasyonu ve Tekne-Alan Ataması" konusunda Yüksek Lisans Eğitimine devam etmektedir. Kalite Belgelendirme, Araç Bakım-Onarımı ve Gıda Ambalajı İmalatı sektörlerinde planlamacı olarak çalışmış olup şu an İspark A.Ş.'de Marina Heliport İş Geliştirme Şefi olarak çalışmaktadır. Proje yönetimi, süreç yönetimi ve planlama dallarında araştırma yapmaktadır. Teknik konuların haricinde yurtdışı izlenimlerini ve sosyal konuları da yazıya dökmektedir. Teknik Elemanlar Derneği (TEKDER) Yönetim Kurulu Üyesi olan Lutfullah DUMAN, İstanbul'da ikamet etmektedir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

1 Cevap

  1. H. Hüseyin Yayla dedi ki:

    Çok doğru tespitler, şahsi kanım eteklerinizde ne varsa mülakatta dökeceksiniz, ne sormanız ve öğrenmeniz gerekiyorsa orada öğrenin, oluyorsa olsun, olmuyorsa herkes işine baksın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir