Paslı Çivi

Otomotiv sektöründe çok güçlü bir firmayı ziyaretim sırasında şöyle bir konuşmaya tanık oldum. “Ne zaman hak ettiğimizi verdiler ki?”. Evet, ben odaya girdiğimde firmanın satış müdürü telefonda bir görüşme yapıyordu. Ben çok fazla dinlemedim. Gelen mesajlarımı ve e-postalarımı okumayı tercih ettim. Telefonu kapatınca kendisi bir açıklama gereği duydu; “Ne yapalım işte, günde böyle birkaç personelin şikayetlerini dinlemek zorundayım. Onları yeniden motive edip çalıştırmamız lazım. İyi personeli kaybetmek istemiyorum.”

Son günlerde bunun gibi birçok sorun dinledim. Genel olarak herkes ücretlerin düşük olmasından veya patronların vaat ettikleri prim veya sosyal hakları ödemediklerinden yana şikâyet ediyorlardı. Nereye el atsak sorunlar birbirinin benzeri şeklinde.

Peki insanlar bunları yaşamak zorundalar mı? Evet, zorundalar. Çünkü sorun her yerde aynı. Hımm….

Sizce de gerçek cevap bu mu?

Yolda geliyorum. Aracımı konsinye satılmak üzere bıraktım ve metroyla ofisime dönüyorum. Çantadan en son okumakta olduğum kitabımı çıkardım ve okumaya başladım. İlginç bir hikâye ile karşılaştım. Tam da son günlerde tanık olduğum ve insanlardan dinlediğim hikayeleri tanımlıyordu.

Wes Linden, 18 yıl aynı şirkette çalışan ve ağ pazarlama işi yapıyor. Wes, Amazon’da en çok satan iki kitap yazdı (altı kategoride) – ’79 Network Marketing Tips ‘ve’ The Prospecting Game ‘. 

Wes, İngiltere dışında, Avrupa’nın çeşitli yerlerinde ve uluslararası alanda pazarlama ağı pazarlamacıları için son derece arzulanan bir konuşmacı ve danışman oldu.

Wes, 2013’te, Randy Gage, Jordan Adler, Orrin Woodward, Sanat Jonak, Sarah Robbins ve Tom ‘Big Al’ Schreiter gibi büyük isimlerle birlikte Orlando’daki 3 günlük Mastermind etkinliğinde konuşan ilk İngiliz oldu. 2015 yılında Wes, tüm Mastermind Event haftasonu boyunca ev sahibi ve MC olarak onurlandırıldı. 

Wes’in en çok gurur duyduğu şey, pazarlama ağı sektöründe halen aktif olarak faaliyet gösteren bir lider olması ve tazminat planında üst sıralarda yer alması.

Hikâyeye başlamadan önce, hikâyenin bana çağrıştırdığı konu ve hikâyenin yer aldığı kitabın yazarı hakkında sizi bilgilendirmek istedim.

Bu kadar bilgiden sonra Wes’in Aday Bulma Oyunu kitabındaki Paslı Çivi hikayesini sizlerle paylaşıyorum.

***

Ruth yeni bir mahalleye daha yeni taşınmıştı. Evini ve çevresini seviyordu ama anlamadığı bir şey vardı.

Komşusu Mr. Pankhurst’ün durmadan havlayan bir köpeği vardı. Sözcüğün gerçek anlamıyla gece-gündüz.

“Hav, hav, hav.”

Başlarda Ruth köpeğin özel bir dönemden geçtiğini düşündü bu yüzden de havlamaları bir yerde sona ereceğini düşünerek görmezden geldi.

Ama olmadı. Köpek havlamaya devam etti.

“Hav, hav, hav.”

Bir gün geçti. Hiçbir şey değişmedi.

İki gün geçti. Hala havlıyordu.

Üç gün, beş gün, sonra bir hafta, iki hafta.

Bir ay. Hiç durma sinyali vermeden hala havlıyordu.

“Hav, hav, hav.”

Sonunda Ruth daha fazla dayanamadı. Güzel bir gün, Mr. Pankhurst’ün evine doğru neler olduğunu görmek için gitti. Ön verandada oturan bir köpek vardı, kim geçerse geçsin acıklı bir şekilde havlıyordu.

“Hav, hav, hav…

Hav, hav, hav…”

Diğer yandan Mr. Pankhurst çimlerdeki kanepesinde oturmuş dinleniyor, keyifle gazetesini okuyor ve kahvesini yudumluyordu. Neler olup bittiğini merak eden Ruth Mr. Pankhurst’e doğru yürüdü.

“Merhaba, Mr. Pankhurst” dedi Ruth, “köpek sizin mi?”

“Hangi köpek?” diye cevapladı Mr. Pankhurst kafasını çevirip bakmadan. “Aa evet, benim.”

Şaşıran Ruth, “Neden havlayıp duruyor?” diye sordu.

“Paslı bir çivinin üstüne oturduğu için” dedi Mr. Pankhurst.

“Paslı bir çivinin üzerine oturduğu için mi? Ruth şaşkın bir bakış attı.

“Peki, neden paslı çivinin üstünden kalkmıyor?”

“Ruth,” dedi ve duraksadı Mr. Pankhurst ve devam etmeden önce bir yudum kahve içti. “Paslı çivi canını acıtsa da hareket ettirecek kadar canını yakmıyor henüz.”

***

Yazılarımı takip edenler bilirler, genelde yazılarımı burada sonlandırıyorum. İnsanlar kıssadan hisse alsınlar diye. Ama Gaflik kitabımdan sonra okurlardan aldığım ger dönüşte çoğunlukla” hikayeler bir anda bitiyor, hiçbir şey anlamıyoruz” 😊 şeklinde oldu.

Bu nedenle burada bir açıklama yapmak istedim. Özetle, bırak şikâyet etmeyi (havlamayı), beğenmiyorsan kalk ve yer değiştir. İster işini değiştir, istersen işyerini değiştir. Paslı çiviyle yani sorunlarla birlikte yaşamaktan vazgeç….

Ya da havlamaktan…

Seçim sizin!

H. Hüseyin YAYLA

Hüseyin Yayla Kimdir?

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir