Yaşam, otomobil ve pahalılık açısından Çin – 2 –
Değerli okuyucularım,
Bu yazımızda Çin’in Beijing kentindeki;
yaşamdan,
yollardan,
otomobillerden,
bisikletlerden,
ucuzluk ve pahalılıktan,
ayrıca Çin’de kısmen geçirmiş olduğumuz oruçlu günlerden bahsedeceğimizi geçen yazımızda belirtmiştim.
Beijing’in merkezleri oldukça kalabalık ve yoğun.
Yollarda oldukça çok insan, otomobil ve bisiklet var.
Sokaklardaki insan yoğunluğu tıpkı gündüzleri cazibe merkezine dönüşen Eminönü’ne nazire yapar gibi.
Büyük binaların önlerinde gördüğüm özel güvenlik görevlileri tabir yerindeyse daha bıyığı terlememiş 15 yaşlarında ergenler gibiydi.
Arka sokaklarını gördüğümüz ama hiç iyi bulmadığımız Beijing, İstanbul’un varoşlarını aratır nitelikteydi.
Genel olarak pahalı olan şehirde en belirgin ucuzluk taksi fiyatlarında göze çarpıyordu.
Merkezden uzakta ikamet ettiğimizden dolayı bu durum bizi ziyadesiyle mutlu etti.
Taksiyle 30-40 km yol gidiyoruz ve karşılığında 100 Yuan/Yen (21,6 TL) gibi para ödüyoruz.
Kendimize notebook, netbook ya da telefon almak gayesiyle şehrin merkezine geldik.
Geldik ancak hayal kırıklığına uğramamız fazla uzun sürmedi.
Çünkü ucuz bulmayı umduğumuz elektronik aygıtlar oldukça pahalı idi.
Birde Çin’de elektronik eşya ucuz denirdi.
Nerde!
Aksine ilk söylenen fiyatlar Türkiye piyasasının çok çok üstündeydi.
Ne ki bizim Topkapı’da eskiden seyyar satıcıların 5 TL’lik bir şemsiyeye bazen 15, 30 ve bazen 40 TL gibi fiyatlar söylediği günleri hatırlar gibi oldum.
3000 Yuan (Yen) söylenen bir netbook, almayıp ilerlediğinizde hemencecik 2000 yen olarak söyleniyordu.
Sonuç itibariyle sadece Çin yapımı çift sim kartlı bir iPhone aldım.
Sadece 57 dolar.
Ancak Türkiye’ye gelince kaydını yaptırmaya çalıştığımız telefonun kolonlu olduğunu öğrendim.
Bu durum “Çin işi”ni doğrular nitelikteydi.
Çin’de geçirdiğimiz oruçlu günlere de kısaca değinelim.
Bu durumu özetleyen en iyi cümle;
“Az yedik çok performans gösterdik”olsa gerek.
Çünkü gündüzleri teorik, görsel ve uygulamalı dersler aşırı yoğun tempoda gerçekleşti.
Boyuma göre negatif orantıda olan kilomdan yaklaşık bir 3.5 kg daha eksilttim.
İftar ve sahurları yerli malı ile yaptık.
Yani Türkiye’den getirdiğimiz yiyecekleri tükettik.
İyisi ve kötüsüyle bu gezi, tarihimdeki yerini aldı.
Yaklaşık Türkiye’ye geleli 1 ay oldu.
Güzelim memleketim, güzelim damak zevki, güzelim hayat.
Ne mutlu bana.
Ne mutlu sana.