Duygusallaşıyor muyuz? Yoksa!

Sabahleyin hediyelik eşya dükkanı olan bir komşumla karşılaştım.

Merhabalaştık ve işler nasıl dedim.

Abi sorma dükkanın bu günlerde epey uğrayanı var.

Özellikle yaşlılardan rağbet gördüğünü söyledi.

Dükkan Ümraniye’nin merkezinde.

Bir birimize hayırlı günler dedik ayrıldık.

Araç kullanırken içimden şu cümleler akıyordu. Gittikçe duygusallaşıyor muyuz acaba!

Eskiden değer vermediğimiz şeylere mi değer verir olduk.

Yoksa birbirimizi çok ihmal ettiğimizden hiç değilse bir gün onaralım mı dedik.

***

Ben hayatı hep koşturmaca ve yoğun yaşadım ve hala öyle yaşıyorum. Bu böyle sürerken acaba hayatın hangi yönlerini ıskaladım diye düşünmeden edemiyorum.

Yönü daha çok dışa dönük olan bir kişiliğin ıskaladıkları herhalde en yakınlarıdır.

Son zamanlarda aklını önceleyen ben, duygusallaşmaya mı başladım.

Yoksa biraz daha olgunlaşmaya mı?

Ya da suhulete mi?

Bu durum hayra mı alamet şerre mi?

Bilmiyorum.

Bildiği bir şey var oda.

Kemal yaşın eşiğindeyim.

***

Güne böyle başlamıştım. Üniversite, ders vs. derken akşam oldu.

Eve geldim.

Normalde fazla televizyon seyretmem ancak akşamleyin gözüm biraz haberlere takıldı.

Trafik kazası, cinayet, hareket halindeki otobüs sürücüsünün dövülüşü, yoldaki kavgalar vs

türü haberler gözüme ilişince yazmayı düşündüğüm yazım kontrolden çıktı…

***

Toplum olarak bizim duygumuz, duruşumuz, vefamız ve merhametimizin saflığı bozulmuş…

Birbirimizin düşüncelerini ve duygularını anlamaya değil, anlamamaya çalışıyoruz.

Hatta bunun için özel çaba sarf ettiğimizi bile söylemek gerekiyor. Dolayısıyla hem anlamıyor hem anlaşamıyoruz hem de anlamlandıramıyoruz.

***

Yazar ve şair İbrahim tenekeci “Tahammül eden, şikâyet edenden daha fazla itibar görür” der. Devamla “Yanlış, iyi ve kötü ayrımı yapmaz. Yanlış yapmamak, doğruyu yapmak değildir. Çok iyi tanıdığınız yahut hiç tanımadığınızın her ikisi de aynı fenalığı yapabiliyor. Devamla insanın terbiyesi musibet anında ortaya çıkar.

Vefalı olup olmadığımız da zor şartlarda, zor zamanlarda kendini belli eder. Vefasız kimse, kıymetleri ve emanetleri kırarak, kullanarak ilerler. Oysa dünya taşınmaz maldır ve buradan götüreceğimiz şeyler de bellidir.

***

Anlamak, anlaşılmak, yorumlamak, yorumlanmak hiç bu kadar zor olmamıştı.

İnanıyorum ki, dünyadan anlamamak, anlamakların en güzelidir ve hünerlerin en büyüğüdür.

İnsanın kendisine yabancılaşması dünyaya yabancı kalmasından daha kötüdür.

***

Yaşam bazen üzerimize çöker. Her şey üst üste gelir. İyiler arka arkaya, kötülerde arka arkaya gelir. Sanki iyi iyiyi, kötü de kötüyü çeker.  Daha birini halletmeye çalışırken diğer problem ya da nimet kuyrukta beklemektedir.

Bunların bir sürdürülebilirlik ve dayanıklılık testi olduğu utulmamalıdır.

Kadim kural “insanın taşıyamayacağının ona yüklenmediğini söyler”
Şunu iyi bilmek gerekiyor.

Böyle anlarda yaşam bizimle sıkı temas halindedir. Yani bizimle konuşuyordur.  Bu konuşmanın özetinin özeti “yaşam zor olaylarla bize bizi anlatır” ve derki: İnsanlığınızı anlayın ve anlamlandırın. İnsanlara başta da ıskaladıklarımızdan başlayarak şefkat ve merhametle muamele edin. Onlara haklarını verin. Zulmetmeyin. Gelgitleri olan bir duygusallıkla değil, kararlı ve karakterli bir sevgi, saygı ve merhametle…

Sağlıcakla kalın.

Dr. Abdullah DEMİR

1973 yılında Trabzon’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Trabzon’da tamamladı. 1992 yılında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Eğitimi Bölümünü kazandı. 1996 yılında Otomotiv Öğretmeni olarak mezun oldu. 1999 yılında yüksek lisansını tamamladı. 1997-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 2009 yılında Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Fren Disklerine Uygulanan Kaplamaların Frenleme Performansına Etkisinin Deneysel İncelenmesi” konulu tez çalışmasıyla doktor oldu. Demir, İBB - İstanbul Otopark İşletmeleri (İSPARK) AŞ’de sırasıyla, Teknik İşler Şefi, İşletmeler Müdürü, Etüt Plan ve Proje Müdürü, Etüt ve Planlama Müdürü olarak çalıştı. 2011 yılında Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. Başta otomotiv olmak üzere, güç aktarma organları, alternatif yakıtlar, ulaşım ve otopark yönetimi alanlarında ulusal ve uluslararası dergilerde, kongre ve sempozyumlarda yayımlanmış makale çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca “Güç Aktarma Organları”, “Otopark Uygulamalarında Teknoloji, Çevre ve Emniyet Faktörleri”, 40 bin kelimelik “Otomotiv ve Temel Teknik Bilimler Sözlüğü”, 11 bin kelimelik “Sistem Sistem Otomotiv Teknik Terimler ve Terminolojiler Sözlüğü”, 2500 kelimelik “Otopark Endüstrisi Sözlüğü” gibi yayınları da bulunmaktadır. www.otoguncel.com web sitesinin editörlüklerini yürüten ve wushu spor dalında uluslararası hakem olan Demir, evli ve iki çocuk babasıdır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir