Afiyet olsun

Hafta sonu kahvaltıları en büyük keyiflerimizden biridir. Aslında bu, aileniz ile birlikte hep beraber bir masada olmanın keyfidir. Yoksa sıcak bir dilim ekmek üzerine sürülen tereyağı, tulum peyniri, bal kaymak, zeytin ve daha nice peynir çeşitleri, söğüşlenmiş ve halis zeytinyağı ile soslanmış bir de üstüne kırmızıbiber ve kekikle bezenmiş domates değildir bizi cezbeden. :)

Birçoğumuzda açık büfe kahvaltı eşliğinde dostlarımız ve arkadaşlarımızla beraber olmanın keyfiyle “Günaydın”deriz Pazar sabahlarına.

Sabah, öğle ve akşam ziyafetlerinden sonra “Pazartesi’den itibaren diyete başlıyorum” sözleri verilir ama maalesef ki hiç kimse bu sözlere riayet etmez, edemez. :)

***

Sizce diyet;  yalnızca miktar olarak az yemek midir yoksa hem sağlıklı hem de seviyeli yemek midir?

“Her ikisi de” diyenleri duyar gibi oluyorum.

Seviyeyi belki ayarlayabiliriz ama sağlıklı yiyecekleri nereden bulacağız pekâlâ.

Bugün nerdeyse tüm marketlerdeki paketlenmiş ürünler ve restaurant-cafelerdeki hazır yiyeceklerde katkı maddeleri bulunmaktadır. Hal böyle olunca da sağlıklı yemek hayal oluyor tabi.

***

Bir de işin “şirket yemekleri” gibi sancılı kısmı daha var.

Şirketler yemeklerden tasarruf yapacağız diye ucuz malzemeye yönelince, zaten sabahları poğaça, simit, açma v.b. ürünlerle kahvaltıyı geçiştiren şirket personeli, öğle yemeklerinde de taze sebze ve meyve, et ve proteinden yoksun, ucuz malzeme ile yapılmış yemekleri yediklerinde verimsiz bir iş günü geçirmeye aday oluyorlar.

Hepimiz günlük yaşam içerisinde çeşitli kaynaklardan okuyarak bir takım bilgiler edinebiliyoruz. Bu bilgilere göre besin öğeleri açısından zengin gıdalardan yoksun kalan çalışanlarda yorgunluk, halsizlik, uyku eğilimi, dalgınlık, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, iştahsızlık, depresyon belirtileri baş gösteriyormuş.

Bu tür şikâyetleri yaşayan personelden nasıl bir verimlilik alınabilir ki…

Bir de buna şirket içerisinde dolaşan negatif konuşmalar, olumsuz yorumlar (dedikodu), kendi cebinden harcayarak yenilen öğle yemekleri, personelin aylık harcama bütçesinin giderek artması, verimin düşmesine, faydalı bir personelin işyerinden ayrılmasına kadar uzanabilir.

Sağlıklı bir beden, zihin ve ruh yapısı için gıdalardan alınan zengin vitamin ve minerallerin önemi ve yeri çok büyüktür.

Bu tip sorunlar birçoğumuzun, bazen aile bireylerimizin bazen de arkadaşlarımızın günlük hayatta sıkça karşılaştığı sorunların başında gelmektedir.

Atalarımız ne demiş; “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”.

Vücut sağlımız için sağlıklı yiyecekler tüketelim.

Her ne kadar atalarımız gibi köy yumurtası, taze sağılmış süt, hakiki tereyağı, peynir, köy tavuğu ve diğer et – süt ürünlerini bulamasakta…

Hepimize “Afiyet Olsun”.  :)

H. Hüseyin YAYLA

Hüseyin Yayla Kimdir?

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

3 Cevaplar

  1. Gülseren dedi ki:

    İş yerlerinde yemek firmalarının kullandığı kalitesiz malzeme özellikle yağlar sindirim sistemi, kalp ve damar hastalıklarına da sebep olmaktadır.
    Yemek firmalarının bu konuda dikkatini çekmek lazım…
    Teşekkürler.

  2. Gülseren dedi ki:

    Saırım bu iş yerlerindeki yemek firmalarının ucuz olsun diye önümüze koydukları tatsız menüden çoğumuz şikayetçiyiz. Aslında yemek şirketleri de çok haksız değil. patron personelinne ne kadar ucuz yemek parası vermek isterse, menü de o kadar kötü oluyor:((

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir