Hareket halindeki bir taşıta etkileyen kuvvetler, tahrik ve direnç kuvvetleri olarak gruplandırılabilir. Tahrik kuvveti, motor tarafından tekerleklere iletilmekte ve tekerlek ile yol arasındaki etkileşime bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Temel direnç kuvvetleri ise, aktarma organları, yuvarlanma ve hava dirençleridir. Sürüş koşullarına bağlı olarak bunlara ivme ve yokuş direnci de eklenmektedir. Bu direnç kuvvetlerinden yuvarlanma direnci; aracın yüklü ağırlığına, yol yüzeyinin türüne ve lastik üretiminde kullanılan malzemelere, yapı ve dizaynlarına bağlı olarak değişir. Yuvarlanma direncini oluşturan ikincil nedenler olarak da; tekerlek yatağı, yağ keçesi sürtünmesi ve transmisyon sistemindeki yağın çalkalanmasıdır. Yuvarlanma direnci, tekerlek yuvarlanırken zeminle temas bölgesinin ezilmesi, bu bölgeye giren lastik elemanlarının sıkışması, çıkan elemanların uzaması, bu olayın zeminde asimetrik bir basınç doğurması ve sıkışıp uzama olayının kayıplı olmasından kaynaklanmaktadır.
Taşıtın ağırlığının artması seyir halindeki taşıta etki eden yokuş ve ivme dirençlerini arttırır. Bu dirençlerin artması ise fazladan güç ihtiyacı ve dolayısıyla fazladan yakıt sarfiyatı demektir. Buna ilaveten lastik hava basıncı, lastiklerde meydana gelen deformasyonu ve dolayısıyla seyir anında taşıta etki eden yuvarlanma direncinin mertebesini belirler. Lastik hava basıncının azalması yuvarlanma direncini arttırır ve lastiğin maksimum yük taşıma yeteneğini azaltır. Yuvarlanma direncinin artması, belirli seyir şartında motordan daha fazla güç çekilmesini gerektireceğinden, yakıt tüketimini olumsuz etkiler. Lastik hava basıncı arttırıldıkça, lastikteki deformasyon azalır fakat seyir anındaki yol darbelerinin taşıt gövdesine geçme eğilimi artar. Bu durum, hem taşıtta seyir halinde olan sürücü ve yolcuları konforsuz yolculuk yapmasına hem de taşıtın teknik ömrünün azalmasına sebep olur.