İbrahim Aybar: Otomobil sayısı insan sayısının altında

Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, ”Şu anda dünyada 940 milyon motorlu taşıt dolaşmakta, yani dünya nüfusunun altıda biri motorlu taşıt kullanmakta” dedi.

Aybar, Ordu Belediyesi tarafından düzenlenen ”Elektrikli Motorlu Araçlar” konulu panelde, dünyada şu anda ağırlıklı olarak petrole dayalı yakıt kullanan otomobillere göre üretim yapıldığını ve bunun da çevre kirliliğine neden olduğunu söyledi.

Dünya nüfusunun yarısından fazlasının şehirlerde yaşadığını belirten Aybar, şöyle devam etti:

”Şu anda dünyada 940 milyon motorlu taşıt dolaşmakta, yani dünya nüfusunun altıda biri motorlu taşıt kullanmakta. 2020 yılı itibarıyla rakamların yıllık 100 milyondan fazla üretimi ve satışı getireceğini hepimiz kabul etmiş vaziyetteyiz. Şu anda verdiğim rakamlar tamamen petrole dayalı enerji kullanan otomobiller için geçerlidir. Bir yandan dünya gelişirken bir yandan da şehirleşmede büyük bir gelişme var. Dünya şehirleşmeye doğru kayıyor. Dünyadaki nüfusun yüzde 50’den fazlası artık şehirlerde yaşamaya başladı. Şehirleşmenin daha da hızlı artacağı ortada. Öyle ki 2050 yılında nüfusun yüzde 70’inin şehirlerde olacağını biliyoruz. Bir yandan şehirleşme, bir yandan sanayileşme, bir yandan da gelişme sürerken çevre sorunları da kaçınılmaz olarak gündemde. Her yeni yapılan teknolojik araştırma, tabiatta bir tahribat meydana getiriyor. Keza küresel ısınma ve yayılan karbondioksit gazı hepimizin başının derdi.”

Dünyanın 1990 referans yılına göre şu an iki derece ısınmış vaziyette olduğunu vurgulayan Aybar, şunları söyledi:

”Eğer hiç bir şey yapmaz ve böyle devam edersek bu yüzyılın sonunda dünyanın 6 derece ısınması kaçınılmaz. Dünya altı derece ısınmaya yönelirse çok büyük felaketlerin olacağı da kaçınılmaz. Yani denizlerin yükselmesi, hiçbir buzulun kalmaması, mevsimlerin olmaması ve su kaynaklarının tükenmesi gibi felaketler bizi beklemekte. Onun için mutlak ve mutlak dünya karbondioksit salımını ve küresel ısınmayı durdurmak mecburiyetinde. Biz dünyayı sadece ısıtmıyoruz aynı zamanda kirletiyoruz. Yaydığımız gazlardan dolayı, kullandığımız petrolden dolayı oluşan kirlilik nedeniyle asit yağmurları oluşuyor. Ani yağmurlarla çok büyük felaketlerle karşılaşıyoruz. Dünyada oluşan bu kirliliğin ve küresel ısınmanın sebebi olarak karbondioksidin maalesef çıkış sebebi içerisinde otomotiv yüzde 13 gibi bir pay ifade ediyor. Dolayısıyla kamu sektörünün yapması gerekenden öte bir şeyler yapmamız gerekiyor. Çünkü biz şehirlerde dolaşan otomobilleri üreten tarafız. Bunların şehirleri kirletmesini kesinlikle önlemek mecburiyetindeyiz. Böyle bir sorumluluk taşıyoruz.”

-Elektrik motorlu otomobiller-

Konuşmasında seri üretime geçilen elektrik enerjisi kullanan elektrik motorlu otomobiller hakkında da bilgi veren Aybar, şunları kaydetti:

”1995 yılından bu yana gelişmiş ülkelerde bir seferberlik oluştu. Özellikle otomotiv sektörü temiz bir çevre sağlayacak ya da çevreyi daha az kirletecek bir takım teknolojileri uygulamaya başladı. Biz de Renault olarak bunu hayata koyduk ve buna ‘eko 2’ dedik. Eko 2 araçların üretildiği fabrikalarda bütün çevre standartları uygulanmak zorunda. ISO standartları vardır. Bunları fabrikalarda uygulamak zorundayız. Yine araçların içinde kullanılan malzemelerin yüzde 95’ini yeniden kazanmak ve yeniden kullanmak zorundayız.

Yani geri dönüşümünü başarmak zorundayız. Bizim asıl hedefimiz, karbondioksit salınımın önüne geçmek. Bunun yolu da elektrik enerjisi kullanan elektrik motorlu pilli otomobiller. Bundan 3 sene önce konu netleşince artık yatırımlara geçilmesi icap etti ve geldiğimiz noktada birçok yatırım da böyle başladı. Dünyada 2009 yılından bu yana bu kadar geniş bir çeşitlilikte bu işi seri üretime alan tek marka olmanın ve Türkiye’de bu kurumu temsil etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Çünkü çok ciddi bir yatırım yapıldı.

Şu ana kadar harcanan para, bu teknoloji için tam 4 milyar avro oldu. 4 model şu anda seri üretim aşamasında. Şu anda Türkiye’de de seri üretime geçirdiğimiz bir model var. Buna kısa bir süre önce başladık. Araçlar stoklanıyor, Avrupa’ya ve dünyanın diğer yerlerine ihracatına başlandı. Bu otomobilleri yaparken kirliği ve ısınmayı önlemenin yanı sıra bir de satın alınabilirliğini oluşturmak istedik. Aynı zamanda herkesin zevkine hitap eden bir ürün çeşidin olmasını sağlıyoruz. Sonuçta içindeki pili hariç tuttuğumuz zaman aracın fiyatı bir dizel motorlu araç fiyatına denk geleceği seviyeler yakalandı. Zaten seri üretim ondan sonra başladı.”

AA, haber7

Dr. Abdullah DEMİR

1973 yılında Trabzon’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Trabzon’da tamamladı. 1992 yılında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Eğitimi Bölümünü kazandı. 1996 yılında Otomotiv Öğretmeni olarak mezun oldu. 1999 yılında yüksek lisansını tamamladı. 1997-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 2009 yılında Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Fren Disklerine Uygulanan Kaplamaların Frenleme Performansına Etkisinin Deneysel İncelenmesi” konulu tez çalışmasıyla doktor oldu. Demir, İBB - İstanbul Otopark İşletmeleri (İSPARK) AŞ’de sırasıyla, Teknik İşler Şefi, İşletmeler Müdürü, Etüt Plan ve Proje Müdürü, Etüt ve Planlama Müdürü olarak çalıştı. 2011 yılında Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. Başta otomotiv olmak üzere, güç aktarma organları, alternatif yakıtlar, ulaşım ve otopark yönetimi alanlarında ulusal ve uluslararası dergilerde, kongre ve sempozyumlarda yayımlanmış makale çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca “Güç Aktarma Organları”, “Otopark Uygulamalarında Teknoloji, Çevre ve Emniyet Faktörleri”, 40 bin kelimelik “Otomotiv ve Temel Teknik Bilimler Sözlüğü”, 11 bin kelimelik “Sistem Sistem Otomotiv Teknik Terimler ve Terminolojiler Sözlüğü”, 2500 kelimelik “Otopark Endüstrisi Sözlüğü” gibi yayınları da bulunmaktadır. www.otoguncel.com web sitesinin editörlüklerini yürüten ve wushu spor dalında uluslararası hakem olan Demir, evli ve iki çocuk babasıdır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir