Bayraktar: Dünyada yüzde 100 yerli oto yok

 

Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı Mustafa Bayraktar, dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100 yerli otomobil olmadığını söyledi. Cari açık savunması yaptı vergiler düşsün istedi.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, yüzde 100 Türk malı, yüzde 100 Alman malı, yüzde 100 Amerikan malı, yüzde 100 Fransız malı diye bir otomobilin dünyada olmadığını belirterek, ”Dünyada otomobil sektörüne ülkeler ve kıtalar olarak bakmak değil de belki de aya gidip bir dünyaya bakmak lazım. Aslında dünyada tek bir otomobil sektörü  var” dedi.
Otomotiv sektöründeki gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, geçen yıl otomotiv pazarının binek ve hafif ticari olarak yaklaşık 865 binlik adetlik bir satış rakamıyla kapandığını anımsattı.
Bayraktar, 2011 yılında otomotiv pazarında bir önceki yıla göre yüzde 13’lük bir artış olduğunu dile getirerek, otomotiv pazarında asıl büyümenin geçen yılın birinci ve ikinci çeyreğinde yaşandığını, ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla birlikte ikinci yarıdan itibaren satışlardaki artış hızının eksiye düştüğünü anlattı.
Bütün bunlara rağmen geçen yılki yaklaşık 865 binlik pazarın tüm zamanların satış rekoru olduğuna işaret eden Bayraktar, bu satış rakamlarına ağır vasıta araçlar da eklendiğinde pazarın 900 binleri aştığını kaydetti.
Mustafa Bayraktar, Türkiye otomotiv pazarının potansiyelinin hep konuşulan 1 milyon adetlik rakamların çok daha üzerinde olduğuna işaret ederek, ancak otomotivin üzerindeki yüksek vergilerin bu pazara ulaşılmasına engel teşkil ettiğini söyledi.
2011 yılında, Türkiye’nin ekonomik büyümesiyle birlikte bu rakama biraz daha yaklaşıldığına değinen Bayraktar, ancak gelecek yıl büyümenin yüzde 8’lerden, tahmin edilen yüzde 4’lere gerilemesiyle birlikte bu yılki otomotiv satış rakamlarının mevcut sistem değişmediği sürece biraz daha aşağıya geleceğini ifade etti.
”ÖTV artışı 3. çeyrekte geldiği için gerçek etkisini bu yıl göreceğiz”
Mustafa Bayraktar, otomotiv sektörünün cari açık konusunda biraz günah keçisi olduğunu belirterek, cari açığı artırıcı kalemler arasında otomotiv sektörünün gösterilmesine rağmen, bunun böyle olmadığını, daha önceleri sektörün dış ticarette fazla veren bir konumda olduğunu, 2011 yılında da bu durumun sıfır noktasında olacağını dile getirdi.
Bu yıl otomotiv pazarının 800 bin adetler civarında olacağını ifade eden Bayraktar, bu yılki toplam pazarın oluşmasının; kısa dönemli kur seviyesi, ilk çeyrekte Türk ekonomisinin büyümesi ile çok ilintili olacağını kaydetti.
Bayraktar, otomotiv sahipliğini etkileyen en önemli faktörün satın alma gücünün artması olduğuna işaret ederek, ”Türk tüketicisinin satın alma gücü son 3 yıldır artarak, yukarı doğru gidiyor. Bununla beraber talep de yukarıya doğru gitti. Türkiye’de araç sahipliği hala dünya ortalamasının altında” dedi.
Geçen yıl ekim ayında 1600 CC üzerindeki araçlarda gerçekleştirilen ÖTV artışına da değinen Bayraktar, ”1600 cc üzerindeki araçların toplam pazar içindeki payı yüzde 10. 2000 CC üzerindeki araçların payı ise yüzde 2. Dolayısıyla cari açığa bu mu çare olacaktı? Hayır. Pazarın 1 milyona gelmesine bu mu engel oldu? Ona da hayır. ÖTV artışı 3. çeyrekte geldiği için gerçek efektini bu yıl göreceğiz” diye konuştu.
ODD’nin yeni çalışması…
Bayraktar, otomotiv sektörü üzerinde uygulanan vergilerin enine boyuna tartışılıp, değişik senaryoların biraz da korkmadan değerlendiriliyor olmasını arzuladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Bu konuyla ilgili biz ODD olarak yaklaşık 3 yıl önce bir çalışma yaptık. Yani otomotiv sektörünün 10 yıllık yol haritasını belirlemek için, talep 1 milyona nasıl gelir? neler yapılırsa iç pazar 1 milyonu bulur? diye bir çalışma yaptık. Bununla ilgili bir bilimsel yayın da hazırlattık.
Şu anda bu bilimsel yayının geçmişten bu güne gelen bir değerlendirilmesi yapılıyor. Önümüzdeki yıllara göre de yeni bir strateji ortaya koyacak. Bu çalışma 3 yıl önce başladığı zaman Türkiye’de ömrünü tamamlamış araçlarla ilgili bir çalışma yoktu.
Bu düzenleme yaklaşık 1,5 yıl evvel tamamlandı. Bir aracın nasıl ortadan kalkacağı ile ilgili bir düzenleme yoktu, bu düzenleme tamamlandı. Ama bu düzenlemenin iyi çalışıyor olabilmesi için vergi sisteminin de bu sistemin çalışmasına uygun bir şekilde adapte edilmesi gerekiyor. O da nedir?
Kullanımda ödenen motorlu taşıt vergileri arabanın yaşı ilerledikçe aşağı doğru giderse ortada tüketicinin eskiyen, hurdaya dönmüş aracı ortadan kaldırması için bir motivasyon olması gerekiyor. Aslında sistemin bacaklarından bir tanesi eksik.
Çalışmada yapılan şu; çalışmaya ilk başladığımızda şöyle demiştik, Türkiye’de 1 milyon araca varabilmek ve vergi gelirlerinin de azalmaması ile birlikte nasıl 1 milyon adetlik araç pazarına varabiliriz diye yapılan bir çalışmaydı bu.
Bu vergilerin optimizasyonu üzerine yoğunlaştık. Burada da birçok şey de ortaya koyduk, araç parkı artarken, değişim olurken çevre etkisi nasıl izale edilir. Hurdaya çıkmış araçların yeni araçlarla değiştiriliyor olması, çevreye nasıl bir etki yapar bunlara bakıldı.
Ama yeni çalışmada biraz da tüm marka ve modellerin emisyon oranlarının da birazcık dikkate alıp, geçtiğimiz yıllarda yaptığımız çalışmayı biraz daha detaylandıracağız.”
Bu yıl Türkiye ekonomisinde büyümenin yüzde 4 civarlarında olacağını tahmin ettiklerini ifade eden Bayraktar, 2012 yılına ilişkin ne çok kötümser ne de çok iyimser olduklarını söyledi.
Bayraktar, geçen yıl avro kurunun yüzde 25 oranında arttığını, ancak bunun yüzde 10’luk kısmının tüketiciye yansıtıldığına değinerek, 2012 yılında da otomobil fiyatlarında çok fazla artış beklemediğini dile getirdi.
Yerli otomobil
Mustafa Bayraktar, Türkiye’de kişi başına milli gelirin 10 bin dolar civarında olduğunu ve tüketicilerin bir yıllık geliri ile otomobil alabilmeleri gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
”Türkiye’de 10 bin dolara tüketicinin bir arabaya sahip olabilmesi için yerli otomobil olmasına gerek yok. Zaten vergileri belli bir optimizasyon seviyesine getirirseniz, Türkiye’de mevcut üretilen araçlar da, yurt dışında gelecek olanların bir kısmı da zaten bu seviyeye inebilir.
Amaç otomobil sahipliğini artırarak, pazarda yeni bir potansiyel yaratmaksa bu ancak tüketicinin erişebileceği bir aracı yaparak piyasada ekstra bir yer alabilir yeni marka kendine.
Yüzde 100 Türk malı, Yüzde 100 Alman malı, yüzde 100 Amerikan malı, yüzde 100 Fransız malı diye bir otomobil dünyada yok. Dünyada otomobil sektörüne ülkeler ve kıtalar olarak bakmak değil de belki de aya gidip bir dünyaya bakmak lazım.
Aslında dünyada bir tane otomobil sektörü diye bir şey var. Yani Türkiye’nin, Kore’nin, Almanya’nın, Japonya’nın, kendisini diğer pazarlardan ayrıştırması diye bir şey olamaz. Yüzde 100 Türk malı, yüzde 100 Amerikan, yüzde 100 Alman malı böyle bir mefhum aslında yok.”
TOFAŞ ve FIAT işbirliği ile üretilecek otomobil gibi Türkiye’de bir çok üretimin yapıldığına işaret eden Bayraktar, ”Bir marka çıkmış demiş ki; ‘Ben Türkiye’de üretilecek bir tane daha model yapacağım’, Türkiye’de yaşayan, Türkiye’yi seven herkese; ‘eline sağlık, Allah yolunu açık etsin, kolay gelsin’ demek düşer” şeklinde konuştu.
AA, Haber7

Abdülkadir YEŞİLYURT

1987 yılında Niğde de doğdu. İlköğretim ve liseyi Amasya’da tamamladı. 2006 yılında Dicle Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Otomotiv Öğretmenliği bölümünü kazandı. 2007 yılında Marmara üniversitesine kabul edildi. 2010 yılında Marmara Üniversitesi’nden otomotiv öğretmeni olarak mezun oldu. Şu anda Marmara Üniversitesi’nde “Silindir basınç değişiminin titreşim üzerine etkileri” konulu yüksek lisans tez çalışmasını sürdürüyor. İngilizce bilen Yeşilyurt; otomotivin tarihi gelişimi, içten yanmalı motorlar ve araçlarda arıza teşhisi konularında çalışmalar yürütmektedir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir