Tartışmasını Bilmiyorsan Sus!

Hiçbir tartışma, tartışma ile kazanılmaz. 

(Dale Carnaige)

Bir hafta boyunca izindeydim ve bu süre zarfında kullandığım mail hesaplarımdan birini kontrol edemedim. izinden döndüğümde okuyamadığım maillere bakmak üzere hesabıma girdiğimde ne göreyim!? 80’e yakın okunmamış mail var! Ve ne yazık ki bunlardan sadece 5-6’sı spam mail. Yani geriye kalan 75 mailin hepsi okunmalı ya da göz gezdirilmeli…

Ben de ilk fırsatta “Bismillah” diyerek mailleri okumaya giriştim. Postaları okudukça şunu gördüm. Mezunu olduğum  okulumun (benim için pek muhterem ve pek önemli olan)  mail grubunda izine çıkmadan önce başlayan bir“münazara” almış başını gitmiş. Hatta bazı noktalarda münazaralıktan çıkmış münakaşa boyutuna varmış!

Sohbetin içeriğine girmeden önemli gördüğüm bir kaç hususun altını çizmek istiyorum. Hepimiz insanız ve az çok ego sahibiyiz. Bu ego denen şeye nefs de diyebiliriz. Ego bazen öyle bir hal alır ki muhatabın görüşünü, düşüncesini, fikrini, iyi niyet göstergesini, samimiyetini vs. bize olduğu gibi yansıtmaz. Doğru görmemize ve anlamamıza mani olur. Ego artık“gurur” olur. Gurur ise nefret/öfkeyle birleştiği zaman insanın algı yollarını kapatır, düşünce dünyasını bozar, iyi niyetini bertaraf eder, nezaketini kabalığa dönüştürür… Gururlu ve öfkeli insanla sağlıklı bir münazara gerçekleştirilemez. Konuşulmak istenen asıl konudan sıkça sapılır ve duygusal tavırlara ya da saptamalara değinilir.

Bizim mail grubunda da kimi arkadaşların tartışmayı nefsileştirdiğini gördüm. Üzüldüm. Bazı büyüklerimizin itidal üzerine davranıp herkesi aklı selim davranmaya davet edişlerini, bazılarının ortamı yumuşatmak adına nüktedan yazılarını ve bazılarının da esprili fakat akılcı şakalarla konuya çözüm önerileri sunduklarını gördüm. Gördüm, Okudum, Düşündüm ve Kanaat getirdim… 

İnsan sahip olduğu “EGO” yüzünden çok basit hatalar yapabiliyor.

İnsan sahip olduğu “GURUR” yüzünden hatasında ısrarcı olabiliyor.

İnsan sahip olduğu “KİBİR” yüzünden kendisine uzatılan iyi niyet köprülerini hiçe sayabiliyor.

Aslında insan, sahip olduğu ego, gurur ve kibir yüzünden etrafındaki insanların kalbini karartıyor…

Tartışmayı bilmeyenler kavga ederler.

(Anonim)

Tartışmanın menfileşmesi hakkında bazı hususların altını çizmekte fayda görüyorum:

  • Yapılanın bir münazara mı yoksa münakaşa mı olduğuna dikkat edin.
  • Amacınız fikrinizin doğruluğunu açıklamak mı yoksa fikrinizi muhatabınıza benimsetmek mi? Karar verin.
  • Size uzatılan güllere dikenle mi karşılık veriyorsunuz? Kendi tutumunuzu sorgulayın.
  • Üzüm mü yemek istiyorsunuz yoksa bağcıyı mı dövmek istiyorsunuz? Samimi olun.
  • Her ne kadar tartışmanın şiddeti artsa da bu sizin nezaketinizi kaybetmenize bir gerekçe değildir.
  • Biri size bir ithamda bulunuyorsa güzel olan tutum size yöneltilen ithamın doğruluğunu ya da yanlışlığını göstermenizdir.
  • Hakarete uğradığınızı düşünerek hakarette bulunmanız haklı bir tutum değildir.

Kendinizi kaf dağında görüp tartışmanın gidişatını isminizin önüne yazdığınız sıfatlara göre belirlemeye çalışıyorsanız sizden kimseye bir fayda gelmez. Bunu bilmelisiniz. Ben ne oldum delisi tutumlar ancak egonuzu bilemeye yarayan yegane kibir emareleridir.

  • Münazara fayda sağlarken münakaşa ancak düşman kazandırır.
  • Münazaranın hedefinde bir meselenin farklı yanlarını görmek varken münakaşada ancak muhataba galebe çalmak amaçlanır.
  • Münazarada bulunanları izlemesi müspet ilerlemelere ve düşünsel seviyede ittihada imkan verirken münakaşa yapanları izlemek art niyetli hissiyatları gün yüzüne çıkartarak insanın kalbini karartmaya yol açar.
  • Münazara gerçekleştikten sonra insanlar tokalaşıp kucaklaşarak ayrılırken münakaşa yapan insanlar  genelde birbirlerinin yüzlerine bakmadan ve dargın ayrılırlar.

Unutmayalım. İsmimizin önünde ne ünvan olursa olsun, ismimiz hangi medya organlarına yazılırsa yazılsın, ne kadar çok taraftarımız olursa olsun muhatabımızla bir konuyu tartışırken münazaranın nezaketinden sapmadan bize yakışır bir fikir teatisinde bulunmalıyız.

Bir dil bir de kalbimiz olmasına karşın iki kulağımız var.

Düşüncesizce konuşup kalp kırmaktansa daha fazla dinleyebilir ve daha az konuşabiliriz.

Lutfullah DUMAN

Lutfullah DUMAN İstanbul'da doğdu. Ortaokulu Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde liseyi Tekirdağ Fen Lisesi'nde ve Üniversite eğitimini Kırıkkale Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladı. Kocaeli Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalında "Deniz Alanlarının Optimizasyonu ve Tekne-Alan Ataması" konusunda Yüksek Lisans Eğitimine devam etmektedir. Kalite Belgelendirme, Araç Bakım-Onarımı ve Gıda Ambalajı İmalatı sektörlerinde planlamacı olarak çalışmış olup şu an İspark A.Ş.'de Marina Heliport İş Geliştirme Şefi olarak çalışmaktadır. Proje yönetimi, süreç yönetimi ve planlama dallarında araştırma yapmaktadır. Teknik konuların haricinde yurtdışı izlenimlerini ve sosyal konuları da yazıya dökmektedir. Teknik Elemanlar Derneği (TEKDER) Yönetim Kurulu Üyesi olan Lutfullah DUMAN, İstanbul'da ikamet etmektedir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir