Top(ar)lanıyoruz

Muhteşem Yüzyıl dizisi üzerine çok konuşuldu; gerçeği yansıtıyor, yansıtmıyor denildi. Bizim işimiz bunları yargılamak değil. Bir muhakeme yapmak ise zaten hiç haddimize değil. Muhakemeyi ehil kişiler yapsın, yargılamayı da!

Dizinin geçtiğimiz bölümlerinde bir replik dikkatimi çekti;

–         “İngiliz ajanları Osmanlı hukukunu incelemek üzere burada bulunuyorlar. Avrupa mahkemelerinde bir dava 10 yıl sürerken Osmanlıda en geç 3 gün içerisinde dava kesin sonuçlanıyor “ deniliyordu.

Nereden nereye? Bugün bakıyorsunuz, Türkiye’de bir dava 10 yıl sürmekte bazı davalar da zaman aşımına uğrayarak dosya kapanmaktadır.

25 yıllık iş hayatım boyunca birçok kez – davalık dosyalarla – karşılaştım. Çok fazla değil, üzerinde 2 kişinin karşılıklı 2 saat düşünse karar verebileceği birçok dosya yıllarca süründü durdu mahkemelerde. Birçoğu da bir karara varılamadan “ zaman aşımına “ uğradı.

Geçen yıl bir davada tanık olarak çağırıldım, daha Hâkim beni dinlemeden mahkeme 3 kez ertelendi. 4. Kez çağırıldığımda benimle birlikte 2 tanık daha vardı. Üçümüz de ( neredeyse tamamen ) aynı şeyleri söyledik, hâkim bizi dinledi ve mahkemeyi 3 ay sonraya erteledi. Bakalım karar ne zaman çıkacak?

***

İşyerinin mahkemeleri; ” toplantı salonları “ olmamalıdır.

Toplantı salonlarında kişisel sorunlar konuşulmamalı, kişisel egoları tatmin etmek için toplantı yapılmamalıdır. O bunu dedi, şu böyle yaptı veya falancı işini iyi yapmadığı için böyle oldu, ben böyle dedim, o şöyle dedi gibi kişisel sorunlar varsa ilgili kişiler ve üst yönetimin bulunduğu farklı bir ortamda konuşulup halledilmeli ve nokta konulmalıdır. Kesinlikle virgül koyup bırakmayın. Bu çalışanların dolayısıyla da işyerinin verimini düşürecektir.

Kişisel sorunların toplantıya çok fazla taşınmasından yana değilim. Toplantı salonları, şirket meselelerinin konuşulduğu ortamlar olmalıdır.

Elbette ki bir şeyler sorgulanacak! Geçmişteki hataları masaya yatırmazsanız, gelecekte de aynı hataları tekrarlarsınız.

 

İnsanların hayal güçlerini zorlayacak, projeler üretmeye yönelik fikir ve önerilerin masaya yatırıldığı toplantılar şirketin geleceği açısından daha faydalı olacaktır.

Toplantılar çok uzun sürmemeli, kısa döngülere sıkışıp kalmamalıdır. Başlangıç ve bitiş saatleri önceden belli olmalı, gündem konuları ve görüşülecek maddeler belirlenmelidir. Öncelikle amacı iyi saptayın!

Açılış konuşması, projelerin sunulması, oylanması, dilek ve temenniler gibi bölümlerin önceden oluşturulması ve konuşmacıların belirlenmesi toplantı verimliliğini artıracaktır. Ayrıca bir kişinin toplantı içeriğini not alması, arşivlemesi ve bir sonraki toplantıda üzerinden geçilmesi toplantıların olmazsa olmazlarındandır!

Toplantı kültürünü içselleştirmiş olan firmalar; her türlü kararı orada alır, tüm fikirleri dinler, eğrisiyle doğrusuyla her şey konuşulur, karar alınmadan o odadan çıkılmaz. Mutlaka karar alınmalı ve tatbik edilmelidir!

Hiçbir işinizi sürüncemede bırakmayın. Ne olursa olsun kararınızı verin. Atalarımız ne demiş;

“ En kötü karar, karasızlıktan daha iyidir “

***

Arşivler açılır, geçmişte yapılanlardan bahsedilir. Fakat buradaki amaç geçmişi yargılamak değil, geleceğe yön vermek olmalıdır.

Katılımcılar hazırlıklarını, çalışmalarını, projelerini ve raporlarını tamamlayarak toplantıya gelmelidir. Mümkünse toplantılara iş ortakları, müşteriler v.b gibi dışarıdan katılımcılar dâhil edilmelidir. Bu uygulamanın toplantıların amaçlarına ulaşmasında yapıcı katkısı olacaktır.

Toplantı verimliliğinin ölçülmesi gerekir! Verimsiz geçen toplantılar; hem çalışan üzerinde olumsuz etkiler yaratacak, hem de motivasyonunu düşürecektir. Motivasyonu düşen personelin içerisinden çatlak sesler duymaya başlarsınız;

–           “sürekli toplantı-toplantı” ,  “ nedir bu kardeşim toplanmaktan işimizi yapamıyoruz “

( Gerçi bunu her halükarda söyleyenler de var)

Bu durum müşteri memnuniyeti ve satışları artırıp yükselen bir grafik çizmek yerine şirketin mevcut ivmesinin de düşmesine neden olacaktır. Sonrasında bütün suç kişilere yüklenir. İşleri toparlayamazsanız, eşyalarınızı toparlarsınız.

Ben toplantıların faydalı olduğuna inananlardanım. Eğer siz de toplantının faydalı olacağına inanıyorsanız, o zaman hep beraber işlerimizi toparlamak adına ne yapıyoruz?

“ Toplanıyoruz “ …

H. Hüseyin YAYLA

Hüseyin Yayla Kimdir?

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

9 Cevaplar

  1. ALİ dedi ki:

    şahit yazarsınız diyerekten bugün yorum yapmıyorum:)

  2. ismail aydın dedi ki:

    Hüseyin kardeş daha öncede bazı makalelerini büyük bir beğeni ile okudum.

    Kalemin gerçekten çok kuvvetli.İşinle ilgili donanımın ise mükemmel.

    Sizi tebrik ediyorum.

  3. Gülseren dedi ki:

    ”Toplantı verimliliğinin ölçülmesi” adını koyamadığım ama eksikliğini hissettiğim noktaydı..
    Teşekkürler…

  4. Didem Gıranit dedi ki:

    Toplantı yapmak iletişim kurmak adına önemlidir ancak sonuç odaklı olmalı, ego savaşına dönmemelidir…

  5. İpek Pekmezci dedi ki:

    Keşke her toplantı faydalı olsa ve işe yarasa ama olmuyor işte…
    Bu arada yazılarınızı çok beğenerek okuyorum..

  6. AHMET S. BAŞARAN dedi ki:

    Hüseyin Bey, konu güzel fakat, çok dağınık bir yazı olmuş. Ayrıca imla kurallarına dikkat… Nokta, parantez, tırnak, paragraf…
    Daha iyi yazılarda görüşmek üzere..

  7. Songül dedi ki:

    Toplantı verimliliğini ölçmekte mesele değil Gülseren Hanım :)
    Hüseyin Bey, yazılarınız ve saptamalarınız için teşekkürler…
    Benim favorim özürlü çalışanlardı…daha doğrusu çalışamayanlar..
    Acaba bu toplantı konusunun da onunla bir ilgisi olabilir mi?

  8. H. Hüseyin Yayla dedi ki:

    Öncelikle yorumlarını esirgemeyen tüm okurlarımıza ve dostlarıma çok teşekkür ederim. Araya sıkıştırmak istediğim bir not daha var; ” Aklınızdan geçenleri söyleyemediğiniz bir ortamda toplantı yapmak çok da sağlıklı değildir “.

  9. Hakan dedi ki:

    Planlı ve programlı hareket etmekte her zaman fayda var…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir