Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen

Osman o gün, otomotiv sektöründen bir arkadaşını ziyaret etmekteydi. Kapıdan içeri girdiğinde gördüğü manzara hiç de hoşuna gitmemişti. Başını iki eli arasına almış ve uzaklara dalmış olan arkadaşı bir hayli düşünceliydi. Osman beklemeden lafa girdi,

–          Hayırdır dostum, bir sıkıntın mı var?

–          Sağol, iyiyim Osman. Hoş geldin, geç otur şöyle…

–          Seni iyi görmedim. Derdini anlatmayan derman bulamaz, anlat bakalım nedir derdin?..

–          Şu Meriva, dedi işaret parmağı ile kapının önündeki aracı göstererek ve devam etti…

–          Nerdeyse 1 yıl oldu, satamadım gitti.

–          Şimdi bu araba satılsa bütün sıkıntıların bitecek mi?

–          Biter!

–          O zaman sat, kurtul.

–          Ben de kurtulmak istiyorum ama satılmıyor meret.

–          Neden?

–          Arabayı 18.500 TL’ya aldım, artı masrafları ile şimdi 20.000 TL’ya mal oldu.

–          Satsan kaç para eder?

–          18.500 TL veriyorlar.

–          Ver o zaman.

–          Nasıl vereyim?.. Zarar ederim.

–          Kardeşim, ver diyorum sana. Bunu sat, yerine alacağın arabadan kazanır paranı yerine koyarsın. Dert etmeye değer mi? Satmazsan hem sıkıntı yapacaksın hem de durduğu yerde bu araç değerlenmez, der ve çıkar gider Osman. Arkadaşını bu halde bırakmak istemese de acil işi vardır.

***

Aradan birkaç gün geçmiştir. Osman yine arkadaşına uğrar. Arkadaşı halen mutsuz görünmektedir.

–          Hayırdır dostum?.. Gül biraz, ne bu karamsarlık böyle, der.

–          Bir şey yok ya… İyiyim, bakma sen.

–          Ne oldu? Satamadın mı arabayı?

–          Sattım.

–          Eeee, daha ne öyleyse?

–          Zarar ettim.

–          Üzülme, der Osman ve arkadaşına şu hikâyeyi anlatır:

–          İki keşiş nehir boyunca giderken, nehrin kıyısında geçmek için yardım bekleyen bir kadına rastlamışlar. Kadın yüzme bilmiyormuş ve bu yüzden çok korkuyormuş. Keşişlerden genç olanı kadına yardım edemeyeceklerini, çünkü inançları gereği kadınlarla temas kurmalarının yasak olduğunu söylemiş. Fakat keşişlerden yaşlı olanı, genç kadına yardım edeceğini söylemiş ve kadını sırtına alarak nehrin diğer yanına geçirmiş. Diğer keşiş bu durumdan hiç memnun olmamış ama kadın keşişe yardım ettiği için çok teşekkür etmiş. Şükranını göstermek için tekrar tekrar önünde eğilmiş. Keşişler yollarına devam etmişler. Yol boyu genç keşiş kendi kendine söyleniyormuş. Yaşlı keşiş dayanamayıp yaklaşık 1 mil sonra sormuş; “Neden hala söyleniyorsun, bir sıkıntın mı var?”. Genç keşiş kızgınlıkla cevap vermiş; “Biz keşişiz. Bir kadını sırtında taşıyıp karşıya geçirmek şöyle dursun, kadınlara bakmamız bile yasak. Nasıl böyle bir hareket yapabildin?”. Diğer keşiş gülümseyerek cevap vermiş; “Ben o kadını bir mil geride bıraktım. Sen neden hala taşıyorsun?”.

***

Bu güzel hikâyeyi ilk okuduğum andan itibaren çok hoşuma gitti. Birçok ortamda dostlarımla, arkadaşlarımla paylaştım. Eşime ve çocuğuma da anlattım.

Birçok kişi keşişlerin bunu yapıp yapamayacağı üzerine tartışmaya girerken çok az da olsa olayın ana fikri üzerinde konuşabildiğimiz muhabbetler oldu.

Oysaki anlatılmak istenen çok basitti ve zaten bu hikâyeye rastlarsanız en alt satırlarında açıklama olarak şunlar yazıyor:

Hayatın akışında her şeyi kendinize dert ederseniz, bunlar size artık katlanamayacak yükler haline gelir. Geçmişte olan olaylar üzerine yoğunlaşmanın yükünüzü artırmaktan başka faydası olmaz. Yüzümüzü geçmişe dönmek yerine geleceğe bakmak lazım.

***

Günümüzde birçok insan bilgisayarından bile dosyaları silerken belki lazım olur diye çöp kutusuna atmakta ve çöp kutusunu boşaltmakta tereddüt etmektedir. Çöp kutusuna atılan birçok dosya bir daha lazım olmayacak bilgilerin bilgisayarda fazladan yer kaplamasından başka bir işe yaramazlar.

E-postalarda da durum aynısıdır. Belki lazım olur diye birçok e-posta silinmez, boş yere yer kaplarlar. Bazıları gereksiz e-postaları silseler de “Silinenler kutusu” nu boşaltmaz.

Eğer bir dosyayı bilgisayarınızdan tam olarak silmek isterseniz klavyede “shift+delete” yapmanız yeterlidir. Bir daha geri gelmemek üzere bilgisayarınızdan silinecektir.

***

Sizler de hayatınızdan bazı şeyleri temelli silip atın, onları çöp kutunuzda bekletmeyin.

H. Hüseyin YAYLA

Hüseyin Yayla Kimdir?

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

3 Cevaplar

  1. Songül dedi ki:

    Çok beğendim …ben de bu güzel yazıya bir sözle ekleme yapmak isterim. “Sırtımızda taşıdığımız yükler ruhumuzu aşağı çeker”
    Sevgilerimle…

  2. Gülseren dedi ki:

    hayat bu…eskisini at yenisini yüklen…
    Çok hoş bir yazı…

  3. Gökhan dedi ki:

    yüzümüzü güneşe dönersek, karanlık arkamızda kalır…
    Güzel dertsiz günlere…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir