Mesajınız Var!

Kısa bir süre önce cep telefonuma şöyle bir mesaj geldi; “İşlem görmeyen banka hesaplarınızı kapatmadığınız takdirde yıllık ücret alınacaktır. Hesaplarınızı kapatmak için bankanıza başvurmanızı rica ederiz.”…

Dün bankama gittim ve yıllardır kullanmadığım hesabımı kapatmak istediğimi söyledim. Sağ olsun, Serkan Bey ilgilendi ve konuyla ilgili dilekçemi alarak hesaplarımın kapanacağı bilgisini verdi. Bana herhangi bir döküman verip vermeyeceğini sordum; “Evrak veremiyoruz. Daha sonra bankamızı arayarak açık hesabınız olup olmadığını sorgulayabilirsiniz.” dedi.

İşlemler bitti, teşekkür ettim ve ayrıldım. Yolda giderken telefonum çaldı. Arayan bankadan Serkan Bey’di,

– Hasan Bey, Dolar ve Euro hesaplarınızı kapattık (zaten niye açmıştınız ki?) fakat TL hesabınız ortak hesap görünüyor.

– Evet, önce hesap benim adıma açılmıştı. Sonra eşimle ortak hesaba çevirmiştik.

– Ortak hesap olduğu için her ikinizin de banka şubesine gelerek kapatma işlemini beraber yapmanız gerekiyor.

– Açarken eşim yoktu, imzasını almamıştınız.

– Kapatmak için almak durumundayız.

– Herhangi bir şubeden yapabilir miyiz yoksa sizin şubeye mi gelmemiz gerekiyor?

– Fark etmez, dilediğiniz şubeden yapabilirsiniz.

– Teşekkürler Serkan Bey. İyi akşamlar.

– İyi akşamlar.

***

Ertesi sabah erkenden eşimle birlikte banka şubesine gittik. Henüz çalışanların çoğu gelmemişti. Sıra numaramızı aldık ve beklemeye başladık. Bir gişe işlem yapmaya başladı ama yeterli olmayacaktı. Güvenlik memuru, arka taraftaki müşteri temsilcilerinin yardımcı olabileceğini söyledi. Sıra bizdeydi, ilerledik ve Osman Bey’in masasına geldik. Müşterisi vardı, beklemeye koyulduk. Kısa sürede işlemi bitti ve bize dönerek;

– Buyurun, sizin işleminiz neydi, diye sordu.

– Kullanmadığımız hesabımızı kapatacağız.

– Hesabınız bizim şubede miydi?

– Hayır, Kadıköy şubenizde.

– O zaman şubenize gitmeniz gerekiyor, biz buradan yapamayız.

– Bize herhangi bir şubeden işlemi yaptırabileceğimiz söylenmişti.

– Kim söyledi?

– Kadıköy şubenizden Serkan Bey.

– Size yanlış bilgi verilmiş…

Bu arada Osman Bey’in parmakları telefon tuşlarının üzerinde, seri şekilde (tuşlara sertçe basarak) Kadıköy şubeyi arıyor.  Karşısına çıkan kişiden Serkan Bey’i istiyor. Serkan Bey’in part time çalıştığını öğreniyor. Karşısındaki kişiye Serkan Bey’in müşterilere yanlış bilgi verdiğini, bir daha böyle yanlış bilgiler vermemesi konusunda ikaz edilmesini söylüyor.

Karşı taraf böyle bir işlemin yapılabileceğini söyledikçe Osman Bey’in bıyıkları terlemeye başlıyor. Biraz kem biraz küm yaptıktan sonra, normalde hiçbir şubenin böyle bir işlemi kabul etmediğini söylüyor. Kadıköy şubenin inisiyatif alarak işlemi başka bir şube üzerinden onaylamasını hayretle karşıladığını üst üste vurguluyor.

Nihayetinde bizim işlem bitiyor ama Osman Bey’in tenkitleri bitmiyordu. Biz çıkarken Osman Bey hala “Normalde böyle bir işlem olmaması lazım ama hayret!” diye söylenmeye devam ediyordu.

***

Buna benzer o kadar çok hikayeyle karşılaştım ki sizlere anlatmaya kalksam (hani roman olur derler ya) sayfalar dolusu yazabilirim.

“Bu hataların en önemli nedenleri nelerdir?” sorusuna cevap olarak “mutsuz çalışan” seçeneğini ilk sıraya koyabiliriz. Ya da sizlere göre; kalifiye olmayan çalışan olabilir… Seçim sizin.

O veya bu. Hangisi olduğunun çok da önemi yok. Önemli olan, hala birçok iş yerinde sabahın ilk saatlerinde hazır olarak iş yerine gelmeyen çalışanlar var. Maalesef ki bu sayı bir hayli fazla. Güne hazır olmayan çalışan, ilk müşterilerini “Bunların bu saatte burada ne işi var?” düşüncesiyle karşılıyor. Aslında beyninin derinliklerinde “Benim burada ne işim var?” düşüncesi yatmaktadır. Bu sebepledir ki; müşterisini direkt olarak olumsuz davranış veya yanıtlarla bir an önce başından savmaya çalışıyor.

Çalışanın işe motive olabilmesi için yöneticiye fazlasıyla iş düşüyor.

Çalışanın talepleri ile firmanın menfaatleri arasındaki teraziyi çok iyi dengelemek lazım. Burada iyi yöneticinin önemi de büyüktür. Bakınız, bugün iyi noktalara gelmiş olan tüm firmaların başında hep iyi yöneticiler rol almıştır.

Bugün yönetim zafiyetleri olan tüm firmalar sıkıntı içerisindedir.

Hani hep söylüyorum ya; “Mutsuz çalışan, mutsuz müşteriyi doğurur.”…

Sonuç; cirolar düşer, karlılıklar azalır, patronlar mutsuz olur.

Patronlar mutsuz oldukça çalışanını mutsuz eder.

Bu döngünün mihenk taşı, iyi yönetimdir.

Yönetemezseniz, yönetilirsiniz!

H. Hüseyin YAYLA

Hüseyin Yayla Kimdir?

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

1 Cevap

  1. Gülseren dedi ki:

    ”Adam çatlatır ” derler yaaa…!! nerdeyse bütün kuruluşlarda bunun örneklerine fazlaca rastlamaktayız, malesef…
    sevgiler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir