Alışkanlıklar

Bugünlerde sosyal medyada ve internet sitelerinde sürekli karşılaşıyoruz. İnsanın okuduğu zaman etkilenmemesi mümkün değil. O kadar güzel ve doğru sözler ki bunlar, hani yemede yanında yat gibi. Hepsi yerli yerinde, cuk gibi yerine oturan cinsten…

İyi, güzel, hoş ta, hangimiz bu sözlerde yazan yaşam şeklini benimseyebiliyor. Hangimiz hayatımızda tatbik edebiliyor, hangi birimiz içselleştirebiliyoruz, tüm bu güzel ve özlü sözleri…

Bizim Türk milletinin ağzına dolanmış bir laf vardır, hani “Alışmış kudurmuştan beterdir “derler. Alışkanlıklar bizi yiyip bitiriyor, farkında değiliz.

Günümüzde çok kullanılan bir tabir ise “hayat çok monotonlaştı “şeklindedir. Aslında bu bir hastalıktır, fakat kimse kabul etmez. Bunun için özel bir tedavi yöntemi gerekmektedir. Öyle bir seansta falan çözemezsiniz, hele ki sosyal medyada okuyup, beğenmekle, paylaşmakla hiç çözülmez…

Örneğin çoğumuz akşam eve gidince kumandayı alıp tv karşısına geçmekten ve kanepede uyuklayıp kalmaktan şikâyet eder. Fakat bunu değiştirmek için hiçbir adım atmaz, kimse den de yardım kabul etmez. Bazılarımız bunun bir hastalık olduğunu bile kabul etmiyor :)

***

Dünya hızla değişiyor, bizler alışkanlıklarımızı yavaş-yavaş terk ediyoruz. Dünya değişirken bizler aynı kalamayız. Satın alma alışkanlıkları değişirken satış danışmanları hala dededen kalma alışkanlıklarla ve klasik satış yöntemleriyle hareket etmeye devam ederlerse sınıfta kalacaktır.

Planlamalarınızı yaparken – yapmanız gerekenleri belirlerken; yapmamanız gerekenlerin de listesini yapınız. “Terk edilmesi gereken davranışlar nelerdir?”

Sürekli kendimize bir takım hedefler veriyoruz. Fakat müşteri listemizdeki kişiler bizim bu hedeflerimizi tutturmaya – ticari faaliyetimizi sürdürülebilir kılmaya yeter mi diye kendimize soruyor muyuz?

Müşteri durağan değildir. İhtiyaçları, özlemleri, beklentileri değişmektedir. Sürekli sizin hizmetinize ihtiyaç duyanları bulmalısınız. Aynı zamanda hizmetinizi de sürekli güncel tutmak zorundasınız. “Eski köye yeni adetler getirmelisiniz.”

Sektörden bir büyüğüm ile sohbet ederken ona şöyle dediğimi hatırlıyorum;

–          “Biz önceleri filo müşteriyi tanımak ve ulaşmak için uğraştık, şimdilerde ise perakende müşteriyi tanımak ve ulaşmak için çaba harcıyoruz ve bunun yollarını bulmaya çalışıyoruz”, cevap;

–          Haklısın

***

Listeyi sürekli güncel tutup, müşteri ihtiyaçlarını gözden geçirmeliyiz. Müşteri anketleri yapılmalı, müşteri halen bizim sattığımız ürünü mü kullanıyor yoksa farklı bir şirket veya markanın müşterisi haline mi geldi sorgulamalıyız. Belki de müşterilerimizin ihtiyaçları değişmiştir veya diğer marka/şirketler daha aktif, daha etkili çalışmalar yapıyor, ihtiyaca yönelik ürünler pazarlıyordur.

Şirketimiz müşterilerine “başka şirketlerin veremediği neyi veriyor” diye bir bakmalıyız. Güçlü yönlerimizi ve eksikliklerimizi gözden geçirmeli, kayıtlar almalıyız.

Personelimiz müşterilerin beklentilerini karşılamakta ne kadar iyiler? diye de sorgulamalıyız.

Nabza göre şerbet veren satış danışmanı modeli artık tarih oldu. Müşteri bilinçlendi. Sistemli ve metotlu hareket etmeyen, müşteriyi kendi – sistem ve metot – çerçevesinin içerisine çekemeyenler uzun vadede başarısız olacak ve kendinden çok fazla bahsettiremeyecektir. “Kişiler unutulur ama sistem ve metotlar kalıcıdır”

Kendinizi yeniden keşfetmek zorundasınız, çünkü kendini keşfetmeyen hayatı keşfedemez,

Birçok kişi veya kuruluş kendi içlerine bakmaya cesaret edemezler, zira eksik bulmaktan korkarlar.

Aslında eksik demeyelim, eski alışkanlıklar diyelim.

İnsanlar başta olmak üzere şirketler eski alışkanlıklarından kurtulmak, neyi yapmamaları gerektiğini belirlemek, üstesinden gelinmesi gereken konuları/sorunları ve güçlü oldukları konuları tespit etmek adına adımlar atarlarsa, inovasyonu teşvik eden çalışmalar yapıp geri bildirime değer verirlerse, planlı ve ölçülebilir çalışıp öteyi görebilirlerse başarıyı da kucaklayacaklardır.

***

İş hayatında müşteri tatmin etmeniz gereken bir kişidir. Eğer bunu kabul etmiyorsanız yakın bir gelecekte müşterisiz kalacaksınız demektir.

Müşteri, ister öğrenci,  hasta, müvekkil, yolcu, ziyaretçi, turist, ister katılımcı olsun, odaklanmamız gereken nokta; bu bireylerin veya kurumların ihtiyaçlarını, isteklerini, arzularını tatmin etmek için, neye değer verdiklerini keşfetmek olmalıdır. Eğer ki kendi inandığımız şeylerin müşteriyi tatmin edeceğini düşünürsek işimiz tehlikede demektir. “Müşterinin gözünden bakmak gerekir”

Ayrıca dikkat etmemiz gereken bir nokta da müşterinin bizi neyle hatırlamasını istediğimizdir. Ucuz fiyat, hizmet kalitesi, hızlı alışveriş, samimiyet v.b. seçeneklerinden birini mutlaka ilke edinmek durumundayız. Neyi seçersek seçelim süreklilik ve yerinde/zamanında değişiklik şartları da beraberinde olmalıdır.

Eğer ki siz sürekli ucuz fiyat veremiyorsanız müşteri siz terk edecektir. Aynı zamanda ürün konusunda da yenilikler getirmek durumundasınız.

Eğer ki kaliteden ödün vermeyeceğim derseniz, bu ürün kadar hizmet ve personeli de kapsamalıdır.

Ne yaparsanız yapın karar alarak, bilinçli ve programlı yapın, alışkanlıklara bağlı kalmayın.

Alışkanlıklarınız sizi tek etmez, siz ondan kurtulmak durumundasınız.

“Yeni karalar alın ve tatbik edin”

H. Hüseyin YAYLA

Hüseyin Yayla Kimdir?

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

4 Cevaplar

  1. ALİ dedi ki:

    H A K L I S I N

  2. Gülseren dedi ki:

    gelişen ve değişen dünyaya ayak uydurmak zorundayız.diğeri düşünülemez…hayat eler bir gün istesek de istemesek de….
    Sevgiler,

  3. Fügen Dede dedi ki:

    Alışkanlıklardan vaz geçmek çok zordur. O yüzden alışkanlıktır zaten. Çok fazla tekrarlanmış davranışlar alışkanlığa dönüşür. O nedenle dikkatli olmak lazım.

  4. Sona Küçükyan dedi ki:

    Müşteri gözüyle bakınca, ben diyorum ki, yenilikten daha önemlisi, kalitede süreklilik. İkide bir alıştığım birşeyin değişmesi, onu bulamamam güvenimi sarsıyor.
    İlle de yenilik olacak diye iyi bir şeyi bozmak mı gerekir?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir