Alex Gibi “Abin” Olsun

Belki de bundan yıllar sonra bugünü yaşayıp da unutamayanlar, “Türkiye’den bir Alex geldi ve geçti”  diyecekler. Evet, Alex de gidiyor…

Daha önce Hagi’nin gidişi gibi.

Sonra ne yaptılar Hagi’ye?

Geri çağırdılar…

Sonra yine gönderdiler. Çağırdılar, gönderdiler. Adamı geldiğine de gittiğine de pişman ettiler.

Taraflı tarafsız, tüm Türk futbol severlerin gönlünü kazanmış bir futbolcunun gitmesine izin verenler suçludur. İzin vermeyeceksiniz arkadaş, göndermeyeceksiniz!..

Bizim Türk yöneticilerimiz “Etinden ve sütünden yaralanma” işini yanlış anlıyorlar. Sen adamı al, tepe tepe kullan, sonra zihinsel ve fiziksel olarak hırpala, nihayetinde de “Adios Amigos” de.

Olacak iş mi bu?..

Halbuki bu kişinin bilgisinden, tecrübesinden, ahlâkından, bağlılığından, taraftar sevgisinden faydalanabilirsin. Gelirlerini ikiye katlayabilirsin. Gençleri eğitebilirsin. Düşünsenize bir; gençler sahada ve gençlik rüyaları karşılarında… Onlardan ne istese yapacaklar. Öğrenecekler, olgunlaşacaklar, profesyonelleşecekler… Ayaklarını geliştirirken zihinleri ile de oynamayı pekiştirecekler.

İşte o zaman, etinden de sütünden de faydalanmış olabilirsin.

***

İş dünyasında da birçok kişi bu şekilde harcanmaktadır. Tecrübeler de kişilerle birlikte terk-i diyar eylemektedir.

Hepimiz hemfikirizdir ki; tecrübeler, yaşanan hatalardan kazanılır. O halde, yeni gelecek gençlerin hata yapacağı aşikâr.

Bunu en aza indirmenin yolu nedir?

Tecrübeli ağabeyler onlara yol göstermelidir.

Peki, nerede bu ağabeyler?

Muhtemelen posası sıkılmış ve bir kenara atılmış portakal kabuğu gibi savrulmuşlar. Belki yaşananlara bir anlam vermeye çalışıyorlar  belki de mücadeleden vazgeçmiş ve yılların vermiş olduğu yorgunlukla emekliliğe alışmaya çalışıyorlar.

Gençler daha dinamik ve enerjik olabilirler ama enerjiyi doğru kullanmayı bilmiyorlar.

Gençler daha teknolojik bilgi ile kendilerini donatmış olabilirler ama bilgiyi nerede ve nasıl kullanacaklarını bilmiyorlar.

Gençler daha hırslı ve azimli olabilirler ama karar verme mekanizmaları henüz gelişmemiş durumdalar.

Gençler yeni fikirlerle dopdolu ve hayal güçleri zengin olabilirler ama fırtına anında delikleri nasıl kapatacaklarını bilmiyorlar.

Gençler portföy edinmek için zamana ihtiyacı olduğu gibi mevcut portföye de hitap etmeyi ve elinde tutmayı öğrenmesi için zamana ihtiyaç duyarlar.

Gençler azimli, hırslı olup koltuğu daha hızlı kapabilirler ama o koltukta nasıl duracaklarını bilmiyorlar.

Gerçek şudur ki; gençlerin etinden faydalanabilmek için ağabeylerin sütüne ihtiyacınız vardır.

Tıpkı doğanın bizlerin önüne sunduğu ama birçoğumuzun bundan hayat dersi alamadığımız gibi…

Bir çocuğun büyüyüp gelişebilmesi için nasılki anne sütüne ihtiyacı varsa iş dünyasında da gençlerin çabucak yetişebilmesi için ağabeylere ihtiyaçları vardır.

Ağabeyleri kırmayalım, üzmeyelim, incitmeyelim, savurmayalım, harcamayalım, bir kenara atmayalım…

Tam tersine, onlardan fayda sağlayalım.

***

Alex de Souza:

– Bugün belki de birçok gencin futbola başlaması için tek neden,

– Birçok kişinin stadları doldurmasını, tv başına koşmalarını sağlayan,

– Birçok kişinin takım seçmesinde veya değiştirmesinde rol oynayan

kişidir, kişiliktir.

Alex de gitti, gidiyor. Belki bir daha Türkiye’ye yolu düşmeyecek belki de çok uzun yıllar sonra sadece jenerik golleri ile hatırlanacak…

Artık ne eti kaldı ne de sütü.

Oysaki Türk futbolu da futbolcusu da süt içmeye devam edecek!

Türkiye’nin tüm ticari, eğitim ve sportif alanlardaki yöneticilerine duyurulur;

Alex gibi Abin olsun, on yüz milyon borcun olsun :)

H. Hüseyin YAYLA

Hüseyin Yayla Kimdir?

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

3 Cevaplar

  1. Sait Kaya dedi ki:

    Başarılı bir yazı beğenerek okudum emeğinize sağlık.

  2. ali ihsan kara dedi ki:

    tebrikler hüseyin….
    çok beğendim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir