Aile Yöneticisi

Geçtiğimiz günlerde, -ismi lazım değil- bir bankadan aradılar:

–          Size 500 TL kredi verelim, üstelik % 0 faiz ve masrafsız(!), dediler.

–          Nasıl yani, hiç faizi yok mu? 500 TL alıp 500 TL ödeyeceğim ve masrafı da yok, öyle mi?

–          Evet.

–          Sigorta da yok…

–          Evet.

–          Tamam, o zaman alayım bir kredi. Hatta eşime de alayım.

–          Tabi ki; eşiniz ne iş yapıyor?

–          Ev hanımı.

–          O zaman veremeyiz.

–          Neden veremiyorsunuz?

–          Çalışmıyor, sigortası yok, gelir belgesi yok.

–          Ama ben kefil olacağım.

–          Olsun, yine de fark etmez. Üzerine kayıtlı mülk olması veya kira alması da önemli değil. Gelir belgesi lazım.

–          Ama benim kredi kartıma bağlı olarak …000 TL limitli ek kart veriyorsunuz, yani benim kefaletimde. Yıllardır da harcama yapıyor ve bugüne kadar aksatmış değil. Şimdi yine ben kefil oluyorum, niye kredi vermiyorsunuz?

–          Veremiyoruz, üzgünüz…

***

Sizlerle internette karşılaştığım ve çok hoşuma giden bir yazıyı paylaşmak istiyorum:

“Çalışıyor muyum” diye soruyorlar.

Tabi ki çalışıyorum.

Ben bir aile yöneticisiyim.

Çalar saatim, aşçıyım.

Öğretmenim, dadıyım.

Ütücüyüm, antrenörüm.

Kuaförüm, psikologum.

Sekreterim.

Teselli edenim.

Bankamatiğim.

365 gün, 7/24 her şeye hazır bekleyenim.

Ben bir anneyim…

Bunu okuduktan sonra anneler için “ev hanımı” sözünü kullanmamaya karar verdim.

***

Bankayla bir kez daha görüşeyim, belki beni anlarlar ve krediyi alabilirim diye düşündüm. İnternet sitesine girdim.  Vizyon, Misyon ve Değerlerimiz sayfasına baktım. Aynen şunlar yazıyordu:

Vizyon: Bir yandan müşterilerimizin finansal geleceklerini en iyi şekilde yönetmeleri için en uygun çözümleri sunarken, diğer yandan da tüm sosyal paydaşlarımız için uzun soluklu değer yaratmak.

Misyon: İş mükemmelliği anlayışı ve uluslararası hizmet kalitesiyle müşterilerimizin,   yüksek seviyede etik ve manevi değerler ile çalışmalarımızın tercih ettiği banka olmak.

Değerlerimiz: herkesin güven veren, hizmette mükemmellik sağlayan akıllıca davranan, kararlı, duyarlı, ulaşılabilir bankalara ihtiyacı var. Bu değerlerimizle müşterilerimizin güçlerine güç katacağız. Türkiye’yi yepyeni bir bankacılık anlayışıyla tanıştıracağız.

***

Bankanın Genel Müdürlük iletişim bilgisi olmadığı için banka şubesi müdürü dostuma bir e-posta yazdım;

Selam,

Yukarıdaki metin …bank internet sitesinden alıntıdır. Ulaşılabilir deniyor ama iletişim bilgilerinde e-posta adresi yok. Duyarlı deniyor ama müşterilerinin bankaları hakkında ne düşündüğünü veya düşüneceğini umursamıyor. Akıllıca davranan deniyor ama müşterisini elinde tutabilecek yolların önünü tıkıyor.

Bunları şu sebeplerle söylüyorum:

* Bankanızın bir müşterisi olarak tüm ürünlerinizi kullanıyorum.

* Gayet yüksek limitli kredi kartıma ek kart olarak eşim adına bir kredi kartı mevcut ve uzun süredir kullanıyor. Ödemeleri düzenlidir.

* Bu ek kredi kartı benim kefaletimle kendisine verilmiştir. Bunun karşılığında eşim tarafından bankanıza herhangi bir gelir belgesi beyan edilmemiştir.

* Eşim bu ek kredi kartı için herhangi bir evrakınıza imza atmamıştır.

Tüm bu işlemler benim kefaletim ve garantörlüğüm altında yapılırken yine bankanızdan benim garantörlüğüm altında eşim adına başvurmuş olduğumuz -sadece 500 TL tutarındaki- kredi talebimiz reddedilmiştir. 

Kısa bir süre sonra Türkiye’deki 5.yılını dolduracak olan …bank’ın deneyimli yöneticilerinden bu konuda -Türk halkının duygusallığını da göz önünde bulundurarak- daha akılcı bir çözüm yolu beklerdim.

Zira, her ay x-y TL arasında kredi kartı borcunu taksitlendirmeden gününde ödeyen bir müşterisinin 500 TL gibi bir kredi borcunu aksatmadan ödeyeceğini de öngörebilmeniz gerekir diye düşünüyorum.

Bu konuda bankanızdan, müşterinizin önüne bürokratik engeller çıkartmak yerine başvuruyu bazı inisiyatifler içerisinde değerlendirmeye almasını beklerdim.

Sizden ricam bu maili ilgili yetkilere ulaştırmanızdır. Konuya “Duyarlı”olacağınızı ve “Akılcı” bir çözüm yolu bulacağınıza inanıyorum.

***

Arkadaşımdan gelen cevap:

“Şikâyetinizi üst birimlere ilettim. Sonucu hakkında sizi bilgilendireceğim…”

Ve benim son mailim:

“Hala bir cevap alamadım, demek ki genel müdürlük bizi (!) iplemedi…”

***

Bizi derken neyi kastettiğimi sanıyorum anlamışsınızdır.

–          ?

Tabi ki “Aile Yöneticilerini”…

H. Hüseyin YAYLA

Hüseyin Yayla Kimdir?

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

1 Cevap

  1. Gülseren dedi ki:

    Kadın hakları ülkemizde ne kadar korunabiliyor ki? Bir de elleriyle kazanılmış hakları geri iade etmeye kalkan kadınlara ne demeli!
    Durum karışık…
    Kalemine sağlık,güzel bir yazı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir