Yerli otomobil hangi segmentte olmalı?

Türkiye 2009 yılı verilerine göre; dünyada otomotiv üretiminde onyedinci. Avrupa Birliği’nde ise; otobüs üretiminde ikinci, hafif ticari araç üretiminde birinci, ağır kamyon üretiminde onuncu, otomobil üretiminde dokuzuncu ve toplam üretimde yedinci sırada yer aldı. Küresel krizin etkilerini yitirmesi ile 2010 yılının ilk altı aylık verilerine göre; dünyada otomotiv üretiminde yeri değişmeyen Türkiye’nin; Avrupa Birliği’nde otobüs üretiminde ikinci, hafif ticari araç üretiminde ikinci, ağır kamyon üretiminde dokuzuncu, otomobil üretiminde sekizinci ve toplam üretimde altıncı sırada yer almıştır. Bununla birlikte 2009 yılı küresel ekonomik krizin etkilerinin oldukça ağır hissedildiği bir yıl olmuştur. 2008 yılının son çeyreğinde ABD’de başlayan finansal kriz, hızla küresel bir nitelik kazanmış ve tüm pazarlarda talep düşüklüğü ortaya çıkmıştır. 2002 yılından bu yana her yıl istikrarlı bir şekilde artan üretim ve ihracatta keskin düşüşler ve istihdam kayıpları yaşanmıştır.

Türkiye otomotiv pazarı; o dönemde yaşanan kriz nedeniyle 2002 yılında son 11 yıldaki en düşük rakamına, 2011 yılında ise en yüksek rakamına ulaşmıştır. 2001 ve 2002 yıllarında 200 bini aşamayan pazar 2003-2005 yılları arasında artarak 759 bine çıkmıştır. 2006, 2007 ve 2008 yıllarında ise art arda pazarda daralma yaşanmıştır. Ancak 2009 yılına gelindiğinde ağırlıklı olarak ÖTV indiriminin etkisi ile 2008 yılına göre yüzde 9,4 artarak 576 Bin adet düzeyinde gerçekleşen iç pazar 2010 yılında 793 Bin 172 rakamına ve 2011 yılında ise toplam pazar büyüklüğü bir önceki yıla göre yüzde 15 artışla 910 bin 867 adet oldu.

2011 yılında otomobil pazarı, motor hacmine göre incelediğinde, en yüksek paya %89 oranıyla yine 1600 cc’nin altındaki otomobillerin sahip olduğu görülmektedir. Bunu sırayla %9 pay ile 1600-2000 cc aralığındaki otomobiller ve %2 pay ile 2000 cc üstü otomobiller takip etmektedir. Geçen yıl aynı döneme göre 1600 cc altındaki otomobil satışlarında %17 artış, 1600-2000 cc aralığında motor hacmine sahip otomobil satışlarında %11 artış ve 2000 cc üstü otomobillerde de %7 artış görülmüştür. 2011 yılında dizel otomobil satışları geçen yıla oranla %34 oranında artış göstermiştir ve toplam otomobil satışının %62’si dizel araç olarak tercih edilmiştir. 2011 yılı otomobil satış adetleri geçen yıl ile kıyaslandığında, dizel payı %54′den %62′ye yükselmiştir. 2011 yılında otomatik şanzımanlı otomobil satış adetleri 2010 yılına oranla %23 artmıştır. 2011 yılında toplam otomobil satışının %33’ünü otomatik şanzımanlı araçlar oluşturmuştur. 2011 yılı otomobil satış adetleri geçen yıl ile kıyaslandığında, otomatik şanzımanlı otomobil satışlarının payı %32′den %33′e yükselmiştir. 2011 yılında otomobil pazarı segmentinin %84′ünü yine vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerinde yer alan araçlar oluşturmuştur. 2011 yılı 12 aylık toplam otomobil satış verileri segmentlere göre değerlendirildiğinde, en yüksek satış adetine %48 pay alan C segmenti ve hemen ardından yine %35 pay ile B segmenti ulaşmıştır. Bu segmentlerin ardından %13 pay ile D segmenti yer aldı. 2011 yılı kasa tiplerine göre değerlendirildiğinde, en çok tercih edilen gövde tipi yine sedan otomobiller %49 pay ile birinci olmuştur. Sedan otomobilleri %36 pay ile H/B ve %10 pay ile de SUV otomobiller takip etmiştir.

Bu verilerden hareketle iç pazara yönelik üretilmesi düşünülen otomobilin;

motor hacmi 1600 cc altında,

tek segmentte üretilecekse öncelikle C arkasından B segmenti,

kasa/gövde olarak sedan ve mümkünse ikinci olarak da H/B.

Ya şanzıman. Manuel, otomatikleştirilmiş manuel ve tam otomatik şanzıman sıralamasıyla üretilmeli.

Gelelim en can alıcı soruya…

Motor olarak hangi tip motor seçilmeli?

Benzin mi?

Dizel mi?

Hibrid mi?

Elektrikli mi?

vs…

Otomobillerde güç kaynağı olarak;

yakın gelecekte “hibrid”,

orta vadede hem menzili arttırılmış elektrikli hibrid ve elektrik,

uzun vadede ise tam elektrikli ve yakıt hücreli otomobillerin hâkimiyetinde şekillenecektir.

Bu durumda bence “Yerli otomobil”in güç kaynağı olarak;

start-stop özelliği ve fren enerjisi geri kazanım sistemi olan yarı hibrid (semi-hybrid) benzinli bir motorla başlamak doğru bir tercih gibi duruyor…

Bir sonraki yazımızda da “neden hibrit motor” konusunu irdeleriz…

 

Yararlanılan Kaynaklar:

[1]    İsimsiz, “Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2011 – 2014”,  Şubat 2011.

[2]    İsimsiz, OSD, 2011-12.

[3]    İsimsiz, “2011Yılında Dizel Otomobil Satışları Geçen Yıla Oranla 34 Oranında Artış Gösterdi”, Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), https://www.otoguncel.com, Erişim Tarihi: 22/01/2012.

Dr. Abdullah DEMİR

1973 yılında Trabzon’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Trabzon’da tamamladı. 1992 yılında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Eğitimi Bölümünü kazandı. 1996 yılında Otomotiv Öğretmeni olarak mezun oldu. 1999 yılında yüksek lisansını tamamladı. 1997-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 2009 yılında Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Fren Disklerine Uygulanan Kaplamaların Frenleme Performansına Etkisinin Deneysel İncelenmesi” konulu tez çalışmasıyla doktor oldu. Demir, İBB - İstanbul Otopark İşletmeleri (İSPARK) AŞ’de sırasıyla, Teknik İşler Şefi, İşletmeler Müdürü, Etüt Plan ve Proje Müdürü, Etüt ve Planlama Müdürü olarak çalıştı. 2011 yılında Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. Başta otomotiv olmak üzere, güç aktarma organları, alternatif yakıtlar, ulaşım ve otopark yönetimi alanlarında ulusal ve uluslararası dergilerde, kongre ve sempozyumlarda yayımlanmış makale çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca “Güç Aktarma Organları”, “Otopark Uygulamalarında Teknoloji, Çevre ve Emniyet Faktörleri”, 40 bin kelimelik “Otomotiv ve Temel Teknik Bilimler Sözlüğü”, 11 bin kelimelik “Sistem Sistem Otomotiv Teknik Terimler ve Terminolojiler Sözlüğü”, 2500 kelimelik “Otopark Endüstrisi Sözlüğü” gibi yayınları da bulunmaktadır. www.otoguncel.com web sitesinin editörlüklerini yürüten ve wushu spor dalında uluslararası hakem olan Demir, evli ve iki çocuk babasıdır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir