Toprak olmadan önce toprak ol!
“Bostan ve Gülistan”
Sadi Şirazi’nin öğütlerinden oluşmuş, doyumsuz şark klasikleri…
Bugün bu öğütlerin içerisinden gözünüze ve gönlünüze bir yol bulalım istedim. Bu öğütlerle tanışmayanınız azdır ancak tanışan için hatırlatalım, tanışmayan için bir tanış/tır/ma vesilesi kılalım…
Sözü uzatmadan Sadi Şirazi’ye bırakalım.
Bahçenin gülünde beka ve gül mevsiminde vefa yoktur. Zaten bilgeler “kalıcı olmayan şeye gönül bağlamağa değmez? ” demişler…
***
On tane derviş bir kilimde uyur da iki padişah bir iklime sığmaz.
***
Adem oğulları aynı vücudun uzuvlarıdır. Çünkü aynı cevherden yaratılmışlardır. Felek bir uzva elem getirirse, öbürlerinin huzuru kalmaz. Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan, sana insan demek yakışık almaz…
***
İnsan iyilik de etse, kötülük de etse kendisi içindir.
***
Yoksulun sabrı zenginin ihsanından üstündür.
***
Engin deniz taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif henüz sığ sudur.
***
Kendine zarar gelince katlan. Çünkü affetmekle günahtan arınırsın. Mademki her şeyin sonu topraktır, sen, toprak olmadan önce toprak ol.
***
***
Kişi nefsinin kötülüklerinden kurtulabilir. İftiracının zannından kurtulamaz.
***
Bir şeye, bir kimseye gönül bağlama. Çünkü gönül ayırmak müşkül bir iştir.
***
Bir yetimi başını eğmiş, düşünceli ve üzgün görürsen, kendi çocuğunu öpme…
***
“Ey hasetçi sana diyorum” öl ki kurtulasın. Haset öyle bir hastalıktır ki, ölümden başka hiç bir şey ile ondan kurtulma şansı yoktur.
***
Gücüne güvenip zayıfları ezme. Yarın kıyamette bir arpa değerindeki bu kul, koca bir padişahı çekip yüce mahkemeye götürür.
***
Ey Abdullah! kimsenin eline bakma. Çünkü veren ancak ve ancak Allah’tır.
Not: Ben “Bostan ve Gülistan” eserlerini ikinci defa okuyorum. Ancak yazıyı kaleme alırken İhsan Muslu’nun 2010-01-01 tarihinde kaleme aldığı “Şeyh Sadi Şirazi’den Öğütler” makalesinden istifade ettim.