Otomobil tercihinde nelere aldanıyoruz!
Belli kişilerin ya da grupların bir konu üzerindeki duygu, düşünce ve deneyimlerini anlamak önemlidir. Bu bağlamda anketler önemli enstrümanlardan biridir. Belirlenmiş bir konunun belirlenmiş kriterlere göre soru cevap şeklinde alınmasına yardımcı olur.
***
”0” kilometre araç satın alma motivasyonu ve müşteri profilinin düzenli takibi amacıyla OYDER’e üye 51 yetkili satıcı aracılığıyla yaptırılan ”Tüketici Profil Anketi”nden çıkan ilk sonuçlar geçen haftalarda kamuoyu ile paylaşıldı.
Yaptırılan ankete; Marmara, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden toplam 1.306 kişi katılmış.
Örneklem olarak %20 Mercedes-Audi-BMW gibi premium markalar seçilirken, %80’ini ise diğer markalar oluşturmuş.
Anketin %91’lik kısmı; Mercedes, Tofaş/Fiat, Peugeout, Ford, Citroen, Honda, Opel, Renault, Hyundai, Chevrolet ve VW marka araçlar için doldurulmuş.
Ankete katılanların yüzde 41’i, otomobilleri banka kredisiyle aldıklarını beyan ederken, yüzde 24’ü de araçlarını peşin parayla satın almış. Ayrıca otomobil kullanıcılarının yüzde 56,7’si tek araca sahipken, yüzde 29,3’ü iki araç, yüzde 10,1’i 3-5 araç, yüzde 3,8’inin de 5 araç ve üzerine araca sahip olduğu belirlenmiş.
***
Ankette yer alan sorulardan biri ”Neden otomobil satın alıyorsunuz?”.
Bu soruda; ihtiyaç, yeni bir otomobilin cazibesi, daha tasarruflu bir otomobil ihtiyacı, daha geniş bir otomobil ihtiyacı, cazip kampanyalar ve gelir seviyesinin artması seçeneklerinden %35,4’ü ”ihtiyaç”, yüzde 30,1’i ”yeni bir otomobilin cazibesi”, yüzde 10,8’i ”daha tasarruflu bir otomobil ihtiyacı”, yüzde 7’si ”cazip kampanyalar”, yüzde 6,1’i ise ”gelir seviyesinin artması” şeklinde yanıt vermiş.
Aslında bu soruda ihtiyaç ile ihtiyaç olmayan ancak ihtiyaçmış algısının yönetilmesine dayalı satın alma seçeneklerinin yüzdelerinin birbirine yakın olması üzerinde durulmalı…
Dünyadaki uygulanan mevcut ekonomik modeller insanlara “kaynakların sınırlı ihtiyaçların sınırsız olduğu”nu dayatmaktadır.
Bu doğru gibi görünen ancak çok da doğru olamayan bir yaklaşım.
Bu yaklaşımıma katılanlar olur ya da olmaz
ancak
ben insanın ihtiyaçlarının sınırsız değil sınırlı olduğuna ya da olması gerektiğine inananlardanım.
Neden mi?
Örneğin sizin bir eviniz var bu bir ihtiyaçtır (olmayabilir de), ama siz yirmi eviniz olsun istiyorsunuz. İşte bu durumda bu ihtiyaç değil ihtiras olur. Aslında insanda sınırsız olan ihtiyaç değil kısaca “ihtiras”tır. O halde kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsızdır yaklaşımı ve tezi bir aldatmacadan ibarettir.
Kullanılan şey: İhtiyaç, ihtiras ve algı…
***
Anketteki bir diğer soru ise “Otomobil seçiminde en etkili kriter nedir?”
Bu soruda; otomobilin dizaynı, yakıt tüketimi, donanımı – teknolojik özellikleri, fiyatı, kullanım hacmi, güvenlik özellikleri, ödeme seçenekleri, ikinci el ve emisyon değeri seçeneklerinden
”otomobilin dizaynı” diyen müşterilerin oranı yüzde 46,6 iken, yüzde 44,4’ü de “yakıt tüketimini” öncelemiş. Aslında iki kriter de aşağı yukarı aynı yüzdeyi almış…
Ancak bu soruda seçenek arasına aracın performansı, ergonomik özellikleri ve kullanım maliyetleri (yakıt tüketimi, vergi/ler/, periyodik bakım ve kasko gideri) de eklenebilirdi ya da eklenmeliydi.
Bu seçenekler eklense sonuç ne kadar değişirdi bilemiyorum.
***
Sözü yormayalım.
Hulasa-i kelam önemli olan şey ihtiyacımızı, ihtirasımızı ve algımızı yönetmek ya da yönetilmesine/yönlendirilmesine müsaade etmek…
Ya da doğrular ile tercihlerin birbirine karışmaması ya da karıştırılmamasıdır.
Kalbinizin sahibine emanet olun…