İnsan yoksa gölgesi de yoktur…
Kafasıyla düşünüp, yüreğiyle duyan,
Yalnızca kafa gözüyle değil, yürek gözüyle de bakıp, onunla gören,
Düşünce, duygu ve aksiyon dengesini varlığında buluşturan,
Kendini yabancı ellerde aramayıp kendini kendinde arayan ve kendini kendinde bulan.
Hamken; yanan, pişen ve olan,
Olmanın sırrına erdiği için hamların elinden tutan,
Onların da olması için onların yerine yanmaktan kaçınmayan,
Kendini yalnız sözle değil yüzle, gözle, özle ifade edebilen,
Vuracağı ve duracağı yeri iyi bilen,
Özüne karşı esas duruşunu zor şartlar altında bile bozmayan bir şahsiyet.
Şahsiyet, Arapça kökenli bir kelime. Kişilik ve belirgin özellikler anlamına gelir.
Arapça kökenli bir diğer kelime de “Seciye”dir.
Seciye ise “Yaradılış, huy ve karakter”dir.
Karakter ise, Fransızca “caractère” kelimesinden dilimize geçmiştir.
Büyük Türkçe Sözlük’te “Ayırt edici nitelik/özellik” demektir.
Biraz daha uzuncası “Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen özellik” anlamında kullanılır.
Felsefi açıdan ise “Bireyin kendi kendine egemen olması, kendi kendisiyle uyum içinde bulunması, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü” olarak tanımlanabilir.
Şahsiyet matematiksel olarak “sonsuz sayıdaki sıfırı değerli kılan bir”dir.
O yoksa her şey sıfırdır.
…
Bu kadar sıcak gündem varken nereden çıktı “şahsiyet/karakter” üzerine bir yazı der gibi olduğunuzu duyumsar oldum.
Mustafa Yıldırım’ın bir yazısında “Bir insanın karakterini anlamak istiyorsanız aranızın bozulmasını bekleyin. İlk fırsatta en hassas yerinizden vurmuyorsa sağlamdır.” Sözü beni bu yazıyı kaleme almaya sürükledi…
İşin aslı yazıya bile gerek yok…
Bu söz bir yazı kadar güçlü…
İnsanda, kasıt içermeyen hata/kusur/eksiklik olabilir. Hiçbir hata, hatayı savunmaktan daha büyük bir suç olamaz. Hatayı itiraf etmek ve bir daha yapmamak üzere direnmek erdemdir. Erdemli bir insandan daha güçlü bir kaynak yoktur. Çünkü Nazif Gürdoğan’ın deyimiyle “Erdem, sınırlı zamanda sınırsız zamanı kazanmaktır”.
Ondan dolayı erdemliliğimizi, işimize, eşimize ve aşımıza yansıtmalıyız.
Lakin erdemli insan[lar], erdemli toplum[lar] ve erdemli şehir[ler] demektir.
Bir şey varsa gölgesi vardır.
İnsan yoksa gölgesi de olmaz./olamaz.
Sağlıcakla kalın…
İlgilisine deyişler:
- Siz o yaylarsınız ki, çocuklarınızı, birer canlı ok gibi fırlatırsınız. Oku atan kimse, sonsuzluk içinde aldığı nişan yerini görür ve okunu süratle uzağa vardırmak için yayını ne kadar bükmek mümkünse o kadar büker. Oku atanın elinde büküldüğünüz zaman, seve seve bükülünüz. Çünkü oku atan kimse, uçan oku sevdiği gibi sağlam yayı da sever (Halil Cibran, Nebi).
- Bazı konularda bazı kişilerle ya da ülkelerle istişare etmek onlara fikir danışmak, şeytana cennetin yolunu sormak gibi bir şeydir.
- Bir çiçeğin kokusu ne ise bir insanin şahsiyeti de odur. C.W.Shwab
- Malzemesi insan olan yöneticiler ve toplum mühendisleri, topluma şekil verirken, hiçbir insanın doğuştan gelen karakter çizgisine el değmediği gibi, elinin veya aklının gölgesi bile hiçbir insanın gönül ülkesinde iz yapmamalı.
- İnsaf dinin yarısıdır.
Kaynaklar:
TDK,
Bir bayram düşlerim! (03/09/2005) yazısı.