Dünya Birincisiyiz!

Aslında trafik sıkışıklığı canlı şehirlerin kaçınılmaz bir ürünüdür. Öyle ki İstanbul’un yolları özellikle sabah ve akşam saatlerinde birer otomobil parkına dönüşmektedir.

Trafik tıkanıklık ölçütleri bakımından, Avrupa’nın trafiği en tıkalı kenti kuşkusuz İstanbul’dur. Uluslararası yaşam kalitesi sıralamalarında da genellikle sonlara yakındır. Sürdürülebilir bir kent ve ulaşım sistemi planlaması ve uygulaması yapılmazsa ne yazık ki her geçen gün durum daha da kötüleşecek ve İstanbul kaçınılmaz olarak katlanılamaz bir kent olmaya doğru hızla yol alacaktır.

***

Merkezi Amsterdam’da bulunan trafik ve navigasyon servisleri firması TomTom’un her yıl yayımladığı ve sürücülerin trafiğin sıkışık olmadığı ve olduğu zamanlarda ki seyahat süreleri kıyaslanmak suretiyle yapılan global trafik araştırmasının sonuçlarına göre;

En sıkışık trafiğe sahip şehirlerin yanı sıra dünya ortalamasında sürücülerin her yıl sekiz günlerini sıkışık trafikte geçirdikleri,

Trafiğin ara yollarda oluşma ihtimalinin ana yollarda oluşma ihtimaline göre çok daha yüksek olduğu,

Önceki yıl Moskova’dan sonra ikinci sırada bulunan İstanbul, bu yıl dünyada birinci sıraya yükseldi. Yapılan tespitlerde İstanbul’daki sürücüler akşam trafiğinde 30 dakikalık mesafeyi yüzde 109’luk gecikmeyle 62 dakikada kat etmektedir. Ayrıca İstanbul’daki sürücülerin trafikte ortalama yüzde 58’lik bir gecikme yaşadığı da tespit edilmiş diğer bir durum.

Aynı rapora göre trafik sıkışıklığı en çok akşam saatlerinde yaşanıyor. Dünyadaki sürücüler her yıl akşam saatlerinde fazladan ortalama 100 saatini trafikte geçiriyor. İstanbul’da ise trafikte sıkışarak kaybedilen fazladan süre 125 saate ulaşıyor. Dünyada trafik sıkışıklığı yüksek olan şehirlerin neredeyse tamamında akşam saatlerinde trafikte geçen süre ikiye katlanıyor.

***

Etkin, verimli ve sürdürülebilir bir kent içi ulaşım, birbiriyle entegre bir çok ulaşım türünün iyi bir koordinasyonu ile mümkündür. Bu ulaşım türlerinin başında gelen özel taşıtlarla ulaşım, varılan noktada araçların park edeceği yer ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. Park yeri ihtiyacının iyice tanımlanmadığı durumlarda, araç sürücüleri zamanlarının önemli bir kısmını araçlarını bırakacakları yerleri arayarak geçirirler. Sürücülerin kaybolan zamanlarının yanında, oluşturdukları bu arama trafiği kentin genel trafiği üzerinde önemli bir baskı oluşturmaktadır. 2006 yılında düzenlenen Avrupa Ulaşım Konferansı’nda “toplam şehir trafiğinin yüzde 5 ile 10’unu araçların park arama trafiğinden kaynaklandığı” [3] tespiti de konunun ne kadar ciddi boyutlarda olduğunu gösterir mahiyette.

***

Ulaştırma sisteminde artan trafik sıkışıklığı, 2020 yılına kadar yük taşımacılığında %55 ve yolcu taşımacılığında %36 düzeylerinde olacaktır. Bununla beraber artan enerji tüketimi neticesinde de çevre üzerinde negatif etkiler (2020 yılına kadar ulaştırmanın neden olacağı emisyonun %15 artacağı öngörüsü yapılmaktadır) oluşacaktır.

***

Sıkışıklık nasıl yönetilebilir?

Ülkemiz kentlerinde otomobil sahipliğinin hızla artması, buna karşılık pek çok kent için bu taşıt artışını karşılayacak altyapının hazır olmayışı, bu arada yapılaşmada belli bir yoğunluğa erişmiş kent merkezlerinde yeterli altyapının oluşturulmasının çok zor olması gerçeği karşısında, bir yandan toplu taşımacılık geliştirilirken, diğer yandan kent merkezi uçlu yolculuklarda otomobil kullanımını azaltan, kişileri otomobillerini kullanmaktan caydırıcı önlemlerin de gündeme getirilmesi gerekir. Bu doğrultuda olmak üzere, çok sayıda gelişmiş ülke kentlerinde merkez bölgelere otomobil ile girişin yasaklanması ya da daha uygun olan “kullanan öder” ve “kirleten öder” ilkelerine göre otomobil girişlerinin ücretlendirilmesi için planlamalar ve hazırlıklar yapılmalıdır. Bu uygulama ile sağlanan gelir, ulaştırma yatırımlarının finansmanında iyi bir kaynak oluşturabilir.

***

Çelişki:

Kadim öğretiler buradaki paradigmanın da düzeltilmesinin gerektiğini bize göstermektedir. Modern ve gelişmiş trafik yönetimi araçlarından biri olarak kabul edilen “kullanan ve kirleten öder” ilkesi bir miktar sorunludur. Bu düşünce yerine; mümkün mertebe bireysel araç kullanımından kaçınarak daha az ya da hiç kirletmemek esas seçilmelidir. Parası ya da imkanı daha fazla olan daha fazla kirletme hakkına sahip olmamalıdır.

“Asıl çözüm sakınmaktır. Sakınıldığı oranında da kirletmemektir.”

***

Bir sonraki yazımızda “Ulaşım Açışından Şehir Tasarımı” konusunu masaya yatıracağız… Ancak peşinen söyleyeyim ki bu konuyu masadan kaldırmayı beceremeyeceğiz…

Şimdilik sağlıcakla kalın.

***

Not: Bu köşe yazısı Geleceğin Şehri Sempozyumunda tarafımdan sunulan “Geleceğin Şehirlerinde Araç ve Trafik Yönetimi: İstanbul Örneği” isimli makaleden derlenmiştir.

 

 

Dr. Abdullah DEMİR

1973 yılında Trabzon’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Trabzon’da tamamladı. 1992 yılında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Eğitimi Bölümünü kazandı. 1996 yılında Otomotiv Öğretmeni olarak mezun oldu. 1999 yılında yüksek lisansını tamamladı. 1997-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 2009 yılında Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Fren Disklerine Uygulanan Kaplamaların Frenleme Performansına Etkisinin Deneysel İncelenmesi” konulu tez çalışmasıyla doktor oldu. Demir, İBB - İstanbul Otopark İşletmeleri (İSPARK) AŞ’de sırasıyla, Teknik İşler Şefi, İşletmeler Müdürü, Etüt Plan ve Proje Müdürü, Etüt ve Planlama Müdürü olarak çalıştı. 2011 yılında Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. Başta otomotiv olmak üzere, güç aktarma organları, alternatif yakıtlar, ulaşım ve otopark yönetimi alanlarında ulusal ve uluslararası dergilerde, kongre ve sempozyumlarda yayımlanmış makale çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca “Güç Aktarma Organları”, “Otopark Uygulamalarında Teknoloji, Çevre ve Emniyet Faktörleri”, 40 bin kelimelik “Otomotiv ve Temel Teknik Bilimler Sözlüğü”, 11 bin kelimelik “Sistem Sistem Otomotiv Teknik Terimler ve Terminolojiler Sözlüğü”, 2500 kelimelik “Otopark Endüstrisi Sözlüğü” gibi yayınları da bulunmaktadır. www.otoguncel.com web sitesinin editörlüklerini yürüten ve wushu spor dalında uluslararası hakem olan Demir, evli ve iki çocuk babasıdır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir