Acil ulaşım yolları otoparklarla barıştırılabilir mi?
Acil ulaşım yolları işgal altında…
Neden mi?
İşin kökeninde problemli şehircilik anlayışız ve şehirliliğimiz var…
Şehircilikte ulaşımın ve otoparkın hep en son düşünülmesi ve trafiğin bir sonuç olduğunun gözardı edilmesi problemin temelini oluşturmaktadır. Bu durum AVM’lerin ve gökdelenlerin/rezidansların inşasında kendini daha dominant olarak göstermektedir. Sonrasında ulaşım ve otopark problemlerinin çözümü için ulaştırma uzmanlarından sihirli bir dokunuş beklenmektedir. Bu da bu insanlara ve şehre yapılabilecek büyük bir zulme dönüşüyor. Çünkü bu haddeden sonra yapılan her türlü dokunuş/çözüm yeni sorunları da tetiklemektedir.
Bilindiği üzere ulusal basında çıkan bir iki habere istinaden acil ulaşım yollarındaki ücretli otopark uygulamasına 1 yıl önce son verildi.
Aslında o zaman İSPARK bu karara çapınca direnmeye çalıştı. Bunu yaparken o yollarda olacaklar biliniyordu. Çünkü bir tarih ve onun bakiyesi vardı. Aslında kamuoyuna anlatılabilecek çok şeyler de vardı. Anlatılmasına fırsat bırakılmadan oralardan çıkılmak zorunda kalındı.
Peki ne oldu?
Uygulamanın üzerinde yaklaşık bir yıl geçti ama değişen bir şey olmadı…
Acil ulaşım yolları kontrolsüzlüğün kollarına bırakıldı ya da terk edildi…
Tarih 05 Haziran 2012
Gazete Milliyet.
Yazar Mehveş Evin’in bir haberine/yazısına gözümüz takılıyor.
Haber başlığı ise “Acil ulaşım yolunda park rezaleti”.
Haberin içeriğinde yazılanlardan bakiye olarak şu cümleyi çıkarabiliriz.
“Ücretli otopark uygulamasının kaldırılmasının birinci derece acil ulaşım yollarını işgalden kurtarmadığı”…
O zaman da bugünde acil ulaşım yolları dendiğinde İSPARK yöneticilerinin dile getirdiği ve söylemine yerleştirdiği kuvvetli bir örnekle konuyu irdelemeye devam edelim.
Yer: Fatih Fevzipaşa Caddesi,
Burada acil ulaşım yolu olduğundan bir yıl önce ücretli otopark uygulamasına son verildi.
Son verildi de ne oldu?
Ne olacak: Hem esnaf hem de bölge hane halkı ve müşteriler mağdur edildi…
İSPARK geri isteniyor…
Bu durumdan bölgedeki ticari ve yerleşik hayat için ne yapılmalı?
Kanaatime göre “acil ulaşım yolları da şehir hayatının bir gerçeği otoparklarda”. O zaman kontrolsüz/işgal mantığına dayalı otopark yönetimi olmaktansa kontrollü/ücretli otopark uygulamasının olması daha tercihe şayandır. Ancak bu yollar için ek önlemlerin alınması da gerekli. Birinci derece acil ulaşım yollarında acil durumlara yönelik eylem planları olmalı. Bu şehre ve şehirliye karşı bir sorumluluk. Bu minvalde valenin yapılabilmesi ve buralara park eden araçların acil durumlarda hızla kaldırılabileceği çekici hizmetlerinin sunulması bu yolları daha kullanışlı kılacaktır. Mevcut durumda çok fazla bir seçenek yok. Şehir plansızlık üzerinden gelişmiş, büyümüş ve şişmanlamış. Daha da şişmanlıyor! Şuan mevcut durumun en iyi yönetilmesi birinci derece acil ulaşım yollarında “B planı olan ücretli ve kontrollü otopark işletmeciliğinin yapılması, kontrolsüz halde bırakılmasından 10 kat daha evladır.
Sözün özü: Acil ulaşım yollarını otoparklarla barıştırmanın yolu “ücretli ve kontrollü otopark işletmeciliği”nden geçmektedir. Benden söylemesi…
İlgilisine Deyişler:
- İnsan olduğunuzu hatırladınız mı geriye kalan şeyleri unutsanız da olur!..
- Benden ne köy olur ne de kasaba demeyiniz torpiliniz varsa il bile olabilirsiniz!..
- Arsız güçlü olunca haklı suçu olurmuş!..
- Eğilirsen basamak, dik durursan sığınak olursun.
- Yol vermek sadece trafikte işe yaramaz, hayatınızdaki gereksizler için de kullanın!..
- İnsanın hammaddesi topraktır fazla sulandı mı çamurlaşır.
Not: İlgilisine deyişlerde araştırmacı yazar Mustafa Yıldırım’ın yazılarındaki “İlgilisine notlar” bölümündeki notlardan yararlanılmıştır.