PSA Grubu’nun duyurduğu Hybrid Air sisteminin gizli kodları…

PSA Grubu çevreye saygılı bir araç üretme sınavına girmeye karar verdi. Bunun için Grup, Hybrid Air adı verilen, benzin ve sıkıştırılmış havalı, daha önce benzeri görülmemiş bir hibrit teknolojisi geliştiriyor. Bu, 2 litre/100 km otomobil hedefine doğru kilit niteliğinde bir aşama teşkil ediyor. Bu teknolojideki yenilikçi unsur, motorun her kişinin sürüşüne göre uyarlanabilmesi. Motor, özerk bir şekilde mevcut üç sürüş modundan birine ayarlanıyor: Sıfır salım, içten yanmalı benzin yada karma. Bu teknoloji, 2016 yılından itibaren Grubun B segmenti araçlarında tüketicilere sunulacak.

Full hibritler dünyasında teknolojik bir devrim

Sera etkili gazların ve kirleticilerin (NOx ve parçacıklar) dünya ölçeğinde azaltılması alanında git gide daha iddialı adımlar atılmakta (CAFE Europe 2020 95 g; Çin 117 g). 2020 yılında, her ne kadar otomobillerin çekiş ünitelerinin büyük çoğunluğunu içten yanmalı termik motorlar oluşturacaksa da, CAFE’nin hedeflerine ulaşılması için, full hibrit motorlardan yararlanılması gerekecek. Büyük ölçüde Uzak Doğulu üreticilerin hakim olduğu Full hibrit motorlar, Avrupa pazarının %15’ini oluşturabilecekler.

PSA Grubu, bu alandaki tecrübesine güvenerek, karbonsuz ulaşım alanında çevre konusunda sahip olduğu lider konumunu güçlendirmeyi ve maliyet ve hizmetler konusunda müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerine cevap vermeyi amaçlıyor.

Hybrid Air, yeni türde bir full hibrit motor. Benzin ile sıkıştırılmış havayı akü söz konusu olmaksızın bir araya getiriyor ve böylece elektrikli hibridasyona bir alternatif teşkil ediyor.

Hybrid Air, PSA Grubu’na, fiyat bakımından erişilebilir, daha düşük tüketimli ve kolay kullanımlı, orta gam müşterilerine hitap eden bir ürünle, dünya teknoloji liderliği konumuna yerleşme imkanı veriyor.

Bu teknoloji, hali hazırdaki teknolojilerin şimdiye kadar ulaşamadığı bir CO2 / Maliyet dengesi düzeyinde yer alıyor ve bu yüzden gerçek bir devrim niteliğinde.

Hybrid Air teknolojisi, müşteri için birçok avantaj sağlıyor

Her bütçeye uygun: Bu inovasyon, Avrupa ve Avrupa dışındaki binek otomobilleri ve hafif ticari araçlar segmentlerinin tümünü büyük ölçüde kapsayan, cazip bir hibrit gamı sunma imkanı verecek. B segmentine (82 bg benzinli motor), C segmentine (110 bg benzinli motor) ve hafif ticari araçlara yönelik olacak.

Düşük tüketimli ve çevreye etkisi son derece azaltılmış motor: Bu performans, şehir içi tüketimde %45 oranında bir kazanım sağlanması sayesinde mümkün oluyor. Tüketimdeki bu kazanımla, aynı güce sahip geleneksel bir motora göre %90 oranında daha fazla menzil elde ediliyor. Onaylanan edilen tüketim, Peugeot 208 ve Citroën C3 tipinde geleneksel bir pazar gövde tipinde, karma çevrimde 2,9 l / 100 km; yani 69g CO2/km civarında. Manüel vitesli 3 silindirli PSA Grubu benzinli motorun aynı modellerde 104g CO2/km emisyon değerine sahip olduğunu hatırlatalım.

Hybrid Air teknolojisi, aynı zamanda, frenleme fazında enerji geri kazanımı veriminin optimum düzeyde olması sayesinde, şehir içi kullanım süresinin %60 ile %80’inde (trafik yoğunluğuna bağlı olarak) Hava Modunda (sıfır CO2) gerçekleşmesine imkan vermektedir.

Öte yandan, Hybrid Air teknolojisini oluşturan malzemeler bol bulunan malzemelerdir ve kolayca geri dönüşüme sokulabilen niteliktedir. Dolayısıyla, çevre üzerindeki etkileri de daha düşük olacaktır.

Kabin rahatlığı korumuştur; Bagaj hacmine de dokunulmadan, iç mekanda iyi bir modülerlik muhafaza edilmiştir.

Konfor ve sürüş keyfinden ödün verilmemiştir: Dinamizm (boost etkisi) ve tork kesintisi olmadan otomatik olarak gerçekleşen aktarma sayesinde kullanıcıya üst sınıf sürüş keyfi ve yepyeni yeni bir sürüş deneyimi sunulacaktır.

Dünya ölçeğinde bir teknoloji: Hybrid Air teknolojisi her türlü iklimde ve tüm bakım ve servis ağlarıyla uyumlu, enerji bakımından tasarruflu araçlar sunmamızı sağlayan, bütün ülkelere uygun bir teknolojidir, Ayrıca, yüksek bir büyüme hızı sergileyen çok sayıda uluslararası pazarda üretilip pazarlanacak niteliktedir.

II.   Geçerliliği kanıtlanmış teknolojiler yenilikçi bir şekilde bir araya getirildi

Hybrid Air, geçerliliği kanıtlanmış teknolojilerin yenilikçi bir şekilde bir araya getirilmesinden oluşmaktadır: Sistemi oluşturan ana birimler benzinli motor, sıkıştırılmış hava şeklinde enerji stoklayıcı, hidrolik motor-pompa grubu ve otomatik şanzıman. Akıllı elektronik pilotaj sistemi, işleyiş modunu kullanıcının sürüşüne göre ayarlar ve enerji verimini maksimize eder. Hidrolik bileşenler (motor ve pompa grubu) ise;

En yüksek randımanında işleyen termik motorun ürettiği, ya da

Fren yapıldığında veya hız kesildiğinde meydana gelen kinetik enerjiyi

enerjiyi geri kazanır ve stok ederler.

Spesifik kesintisiz transmisyon, farklı enerji türlerinin, 3 çalışma moduna bağlı olarak seyir şartlarına göre optimum şekilde kullanılmasını sağlar. Söz konusu işleyiş modları şunlardır:

  • Benzinli içten yanmalı mod: Sadece içten yanmalı termik motor enerjiyi tekerleklere aktarır
  • AIR modu:  Sadece hidrolik motor stok edilmiş enerjiyi aküler vasıtasıyla tekerleklere taşır.
  • Benzin/sıkıştırılmış hava karma modu: Termik ve hidrolik motorlar birlikte çalışarak gerekli enerjiyi tekerleklere aktarırlar.

III.   Araştırma & Geliştirme safhası yenilikçi bir modele göre yürütülüyor

Hybrid Air, PSA Grubu’in, iddialı bir projenin ihtiyaçlarına uygun, yeni bir inovasyon yönetimini hayata geçirmesini sağladı.

Bu inovasyon yönetim şekli 7 kademede somutlaştı:

Çok yüksek bir gizlilik düzeyine sahip girişimcilik modunda yer ve eylem birliğine dayalı olarak geliştirilmiş bir proje: Araç entegrasyonu, çekiş ünitesi geliştirme, pazarlama, ürün vizyonu ve stratejik yetkinlikleri bir araya getiren 200 kişilik çok disiplinli tek bir platform. Bu oluşum, kendini organize etmek ve yenilikçi bir düşünceyi otomobil dünyasının gereklerine uyarlamak konusunda tam bir özgürlüğe sahip oldu. 2 yılda, 4 prototip araç nesli geliştirildi, test edildi ve optimumlaştırıldı.

Alışılagelmiş çalışma biçimlerinden ve bunlara bağlı zihinsel kalıplardan (kurallar, alışkanlıklar, kazanımların yeniden üretilmesi, yönetim kadrolarının katılığı) çıkmayı gerektiren, son derece devrimci nitelikte bu teknoloji konusunda hızlı hareket kabiliyeti ve başarıyı bir araya getirmek üzere “koruma” altında özel bir ekip kuruldu

Yalınlaştırılmış onay aşamalarına ve hafifletilmiş süreçlere ve aynı zamanda Proje Müdürüne büyük bir özerklik tanınmasına dayanan, hızlandırılmış bir geliştirme şeması oluşturuldu

Projenin doğrudan doğruya bir yönetim kurulu üyesinin himayesinde olduğu ve karar zincirinin kısa ve etkili olduğu, üst düzey bir yönetim şekli hayata geçirildi

Projenin daha en başlarında başlatılan olgunlaştırma safhası, çekiş ünitesinin “pazar” konumunu – müşterilerin beklentileri, değerlendirme ve yaygınlaştırma – tanımlama imkanı verdi. Daha ilk prototip nesillerinden itibaren klinik testler uygulanarak müşterilerin ihtiyaçları ve son derece devrimci bu teknoloji karşısındaki tepkileri hakkındaki bilgiler derinleştirildi.

Projenin en başından beri stratejik tedarikçileri ile açıkça tanımlanmış ve herkesçe paylaşılan hedeflerle, değer yaratımı, operasyonların net bir şekilde yönetilmesi, şeffaf ve simetrik bir ilişki ve oturmuş, tarihli ve takipli müşterek bir karar şeması üzerine kurulu bir “ortaklık” ilişkisi tanımlandı : “Tek Ekip, Tek Proje”

Kısa… Kısa…

Neden böyle bir teknoloji?

Sera etkili gazların ve kirleticilerin dünya ölçeğinde azaltılması yönündeki gerekleri yerine getirmek,

Müşterilere, hem fiyat hem de hizmetler bakımından geniş kitlelere hitap eder nitelikte, hibrit teknolojisine sahip araçlar sunmak,

Full hibrit benzin şeklinde yenilikçi bir çözüm. 2020 yılına kadar 2 litre/100 km otomobil hedefinin gerçekleştirilmesi yönünde anahtar niteliğinde bir etap.

Söz konusu olan nedir?

Yeni bir full hibrit çekiş zinciri türü: Benzin ve sıkıştırılmış hava

Geçerliliği kanıtlanmış teknolojilerin yenilikçi bir şekilde bir araya getirilmesi: Benzin motoru, sıkıştırılmış hava şeklinde enerji stoklayıcı, hidrolik motor pompa grubu, episikloid çekişli vites kutusu vasıtasıyla otomatik transmisyon

İşleyiş modunu sürücünün isteklerine uyarlayan ve 3 mod halinde bir işleyişe göre enerji verimini optimumlaştıran akıllı pilotaj sistemi. Söz konusu olan işleyiş modları: Hava modu (sıfır yayım), benzin modu ve birleşik mod.

C ve D segmentinin büyük güçlerine hasredilmiş olan Hybrid4 hibrit elektrik teknolojisini tamamlayıcı nitelikte bir ürün,

Daha rekabetçi bir toplam sahip olma maliyeti (Total Cost of Ownership) (kalıntı değer, kullanım maliyeti),

Az enerji tüketen otomobiller geliştirmeye yönelik küresel bir çözüm: Bütün iklim, yol ve bakım şebekesi yoğunluğu şartlarına uygun bir teknoloji

Teknoloji kullanıcılara ne gibi avantajlar sağlayacak?

Tüketim: Citroën C3 veya Peugeot 208 türü geleneksel bir pazar silueti ile (özel bir adaptasyon gerekmeksizin) homologasyonda 69 g CO2/km; başka deyişle 2,9 l/100 km (BVM içten yanma  referansı 104 g CO2/km).

Şehir içi şartlarda kullanımda %45 kazanım; bu kazanım, geleneksel bir motora göre %90 daha fazla otonomi sağlar.

Sürüş zevki ve konforu: Şehir içi kullanımda %60 ile 80 oranında ZEV işleyiş (trafiğin yoğunluğuna bağlı olarak)

Bu otomatik transmisyon sayesinde birinci sınıf bir esneklik ve sürüş zevki

Ödün vermeden aracın kabin rahatlığı aynen korunur (bagaj, kabin, modülerlik)

Güvenilirlik & sağlamlık: Esas olarak mekanik bir sistem olması sayesinde bakım kolaydır ve daha ekonomiktir

Çevre üzerindeki etki düşüktür: Kolayca geri dönüşüme sokulabilen malzemeler

Bütün müşterilere yönelik bir teknoloji

Erişilebilir fiyatlı

Dünya çapında uyumlu ve çok sayıda ülkede sanayileştirilebilir nitelikte

VP & VUL** segmentlerinin tümüne uygulanabilir ve B (82 hp içten yanmalı motor), C (110 hp termik motor) ve VUL segmentlerine yönelik

Patentler & Ortaklar

PSA Grubu adına alınmış 80 patent

Geleceğin Yatırımları Programı ile mali ortaklık halinde geliştirilmiş bir teknolojidir.

Bu teknoloji konusundaki stratejik ortaklar: Bosch ve Faurecia

 

*BVM : Mekanik Vites Kutusu

**VP & VUL : Binek aracı & Hafif ticari araç

Dr. Abdullah DEMİR

1973 yılında Trabzon’da doğdu. İlk, orta ve liseyi Trabzon’da tamamladı. 1992 yılında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Eğitimi Bölümünü kazandı. 1996 yılında Otomotiv Öğretmeni olarak mezun oldu. 1999 yılında yüksek lisansını tamamladı. 1997-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 2009 yılında Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Fren Disklerine Uygulanan Kaplamaların Frenleme Performansına Etkisinin Deneysel İncelenmesi” konulu tez çalışmasıyla doktor oldu. Demir, İBB - İstanbul Otopark İşletmeleri (İSPARK) AŞ’de sırasıyla, Teknik İşler Şefi, İşletmeler Müdürü, Etüt Plan ve Proje Müdürü, Etüt ve Planlama Müdürü olarak çalıştı. 2011 yılında Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. Başta otomotiv olmak üzere, güç aktarma organları, alternatif yakıtlar, ulaşım ve otopark yönetimi alanlarında ulusal ve uluslararası dergilerde, kongre ve sempozyumlarda yayımlanmış makale çalışmaları bulunmaktadır. Ayrıca “Güç Aktarma Organları”, “Otopark Uygulamalarında Teknoloji, Çevre ve Emniyet Faktörleri”, 40 bin kelimelik “Otomotiv ve Temel Teknik Bilimler Sözlüğü”, 11 bin kelimelik “Sistem Sistem Otomotiv Teknik Terimler ve Terminolojiler Sözlüğü”, 2500 kelimelik “Otopark Endüstrisi Sözlüğü” gibi yayınları da bulunmaktadır. www.otoguncel.com web sitesinin editörlüklerini yürüten ve wushu spor dalında uluslararası hakem olan Demir, evli ve iki çocuk babasıdır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir