Neden Volkswagen, Neden?!

Bildiğiniz üzere VAG grubunun şu sıralar başı dertte. Dieselgate skandalının yankıları sürerken, bende bu konuya değinmek istedim.

Volkswagen grubunun böyle bir hileye başvurması anlaşılır gibi değil. Tamam, VW dünyanın en büyük otomobil üreticisi grubu olmaya çalışıyordu ve başardı da. VW, emisyonları düşük göstererek çok mu fazla satış hacmi yakaladı? Hayır! VAG grup otomobilleri her geçen gün daha popüler bir hale geliyordu ve bunu da haklı şekilde elde ediyordu. Peki VAG, düşük emisyonlu motorlar üretemiyor muydu? Motor teknolojileri konusunda yenilikçi ve downsizing konusunda dünyada öncü bir marka için bu hiç gerçekçi değil. VAG için düşünülecek son şey motor üretememesi olur herhalde!

Casus yazılım olmasaydı, VAG yine de dünya liderliğini ele geçirecek kadar iyiydi. Otomobillerin dünyadaki birçok otomobil üreticisinden çok daha kaliteli, satış sonrası hizmetlerin ve marka desteğinin de çok iyi durumda olduğunu görüyoruz. Avrupa ve ABD’deki bağımsız çarpışma testi kuruluşlarından aldığı yüksek notlar sağlamlığını, uzun dönem testleri ise dayanıklılığını ispatlıyor.

Peki VAG neden bu yola başvurmuş olabilir? Bence cevabı aç gözlülük. Düşük emisyonlu motor üretmek zor olsa da pek çok marka, gerek motorlarının performansından feragat ederek, gerekse yeni motor dizayn ederek bunu yapabiliyor. Fakat bu çok pahalı ve vakit alıyor. VAG vakit kaybetmek ve para harcamak istemedi! Düşük emisyonlu(!) dizel motorlar piyasaya sürüldü, hem de ne tork ne de güç kaybı olmamasına rağmen. Bu sayede zaten çok iyi durumda olan VAG satışları hız kaybetmeden devam etti. Bunun ortaya çıkmayacağının düşünülmesi korkunç bir gaflet. Yıllarca bu şekilde motorlar satacaksınız, senelerce kimsenin aklına bakmak gelmeyecek, satılan otomobiller yıllar yıllar sonra bile piyasada dolaşacak ve ortaya çıkmayacak! Bu şekilde düşünüldüyse çok yazık! VW gibi bir markadan daha zekice bir hile beklenirdi(!). Daha önce Toyota, fren merkezi ve direksiyon sıkıntıları yüzünden dünya çapında yaklaşık 24 milyon otomobilini geri çağırmıştı. Bu, Toyota’ya korkunç bir maliyete sebep olsa ve tazminata çarptırılsa bile, markanın imajını fazla zedelememişti. Çünkü Toyota, bunu bilinçli yapmamıştı.

VAG grubu bu işin altından nasıl kalkacak onu zaman gösterecek fakat grubun satışlarının en az etkileneceği ülke tabii ki Türkiye! Neden?

Çünkü ülkemizde vergilendirme egzoz emisyonlarından değil, motor hacmi üzerinden yapılıyor. Ayrıca ülkemizde çevre bilinci çok gelişmiş değil. Eriyen buzullardan toprak kaybımız da olmayacak; sonuçta deniz seviyesinin altında kalan ya da altı buzullardan oluşan kara parçamız yok! Ayrıca konu ne olursa olsun affedici ve iyimser bir bakış açımız var ve kötü şeylerin üzerinde durmayıp çabucak unutuyoruz. Bu yüzden VW’in en sevdiği ülke olmaya adayız!

Görüşmek dileğiyle,

Enis BÜYÜKTAŞ

Enis BÜYÜKTAŞ

1990’da İstanbul’da doğdu. İlköğretim, orta öğretim ve liseyi İstanbul’da tamamladı. 2010 yılında Adnan Menderes Üniversitesi Söke MYO Otomotiv Ön Lisans programını tamamladı. Aynı yıl dikey geçiş sınavını kazanarak Marmara Üniversitesi’ne kabul edildi. 2013 yılı itibari ile Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Otomotiv Öğretmenliği Lisans eğitimini tamamladı. Üniversite eğitimi süresince Mitsubishi’de Satış temsilcisi olarak görev yaptı. Üniversite eğitiminin ardından Mercedes ve Renault'da satış danışmanı olarak görev yaptı. Sonrasında 2015 yılında Borusan Oto İstinye'de Garanti Uzmanı olarak görev yapmaya başladı ve halen devam etmektedir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

1 Cevap

  1. Güzel ve akıcı bir anlatım.
    Kalemine sağlık Enis

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir